Dipsiz kadınlar vardı azizim,
Ucu bucağı olmayan.
Bir türlü yolu bulamayan.• yaralarımı iyileştirecek misin? Adlı bölümle ilgili düşüncelerinizi buraya yazın. •
℘
Dört duvarın arasındaki çaresiz kadın da bendim, bir masada insanları çevresine toplayıp dünyayı kurtarmaya koşan kadın da...
Bazen en büyük yanlışları kendime yaptım, bazen de yara beri içindeki ruhuma...
Gözlerim bir daha açılmamak için kapanıyordu artık. Kalbim bir daha atmamak için dua ediyordu tanrıya. Ruhum bağlanmak istediği ruhun önünde diz çökmüş ağlıyordu. Artık umrumda değildi gururum. Bir bedene bağlanmak ve bin yıl onunla yaşamak istiyordum.
Birinin size değer vermesi, sevgi görmek yada ufak bir gülümseme ile taçlanmak insanın ihtiyaçlarıydı. Ve ben bu ihtiyaçları çok az tadabilmiştim.
Ne zaman "tamam artık. Hayatım yoluna girecek." desem yanılıyor ve düştüğüm yerden daha aşağı yuvarlanıyordum.
Sevincinin kursağında kalması neymiş iyice öğretti bana bu kader. Moiraların olduğundan şüphem iyice artmıştı. Kader yazan bu varlıkların bana karşı bir zorları vardı. Güzel kokulu bir yemeği burnumum ucunda tutmalarına rağmen açmıyorlardı ağzımdaki bantları. Bilmiyorlardı ki ben bir süredir ruhen açtım.
Bir acı hissetmiyordum. Yada bedenim yoğun acıya fazlaca alışmıştı. Yorgun ve halsizdim. Zira gözlerimi açmak ilk defa bu kadar zor geliyordu bana. Burnuma ilişen ağır koku ile beraber kahve kokusunu aldım. Kahve severdim fakat bu koku... Fazlaca kafein koklamıştı bu oda, bu gece.
Kirpiklerim birbirlerinden kopmamak için direnirken gözlerimi kırpıştırdım. İlk önce odağıma bir tavan düşerken daha sonra yanımdaki bedeni görmüştüm. Junggook hemen yatağımın yanındaki koltukta oturuyordu. Elindeki sigarayı komodinin üstüne koyarken yüzüme doğru eğildi. Üstünde bir yorgunluk vardı fakat hala dinçti. Gözleri ile tüm yüzümü incelerken saçlarımı geriye attı.
"İyi misin?" Bu soruyu bana sorana kadar iyi olup olmadığımı kendime sormamıştım. Ruhen bitiktim fakat bedenen... Aslında şuan yoğun bir ağrı hissetmem gerekirdi ama vücudum ağır ve hissizdi. Elimi battaniyenin altından karnıma gittiğinde oranın uyuşuk bir hal aldığını hissettim. Kesinlikle bana bir şey yapmıştı çünkü şuan ağrıdan kıvranmam gerekirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath and Blood | lizkook¹
FanfictionKöşe başında sarhoş olmayı da seversin, anason kokulu dudaklarınla deli gibi sevişmeyi de... Taze bir günah gibi, pişman et beni işlediğim anda. Kıvılcım ol, kanıma sıçra. ateş ol, damarlarımı yak. Yangın ol, akılımı başımdan al. Bir sevda kılığına...