(Changes beni en çok ağlatan şarkıdır. Ve bölümü onunla yazdım. Sona doğru dinlemenizi öneririm.)
*Bölüm de rahatsız edici içerik bulundurur. Fazla uzun olduğundan tek seferde alınması şiddetle önerilmez.*
Siyah beni kendine çekiyordu...
Tüm renklerim teker teker soluyordu...
Bir adam...
Beni karanlığına gömüyordu.℘
Doğru yada yanlış neydi?
Yada kişiye göre değişir miydi?
Etik kuralları neden vardı?
Bir insan istediğini yapıyor diye cezalandırılmak zorunda mıydı?
Peki dünyadaki cezalar...
Onlar ne kadar "ceza" sayılırdı?
Victor Hugo'nun Sefiller kitabını okuyan insanların çoğu aslında adaletin yasa yasanın ne kadar yanlış işlediğini bilirdi.
"14 yaşımdayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada 6 ay bedava ekmek verdiler."
Peki cezayı hak eden insanlar cezanın ne kadarını hak ederdi? Birinin bedenine izinsizce dokunan bir varlık, kişiyi yaşayan ölüye çevirdiği için en ağır cezayı hak etmez miydi? Peki o kişiyi hapise atmak ne kadar ceza sayılırdı? Yemini suyunu verip sadece kapalı bir yerde tutmak CEZA'nın neresindeydi?
Sadece birkaç ay yada yıl karnı tok olarak kalacağını ve sadece dışarıya çıkamayacağını birine söylesen bunu koşulsuzca kabul edecek insanlar vardı.
Dünyanın bir kısmı açıktan ölürken insanlara zarar veren varlıkların karnı tok bir şeklide gözlerini kapatması yasanın hangi fıkrasında, hangi bölümünde yer alıyordu?
Bazı hatalar affedilmemeliydi.
Bazı insanlar akıllarını kullanmalıydı.
Bazı insanlara insan olduğu hatırlatılmalıydı.
Bazı durumlar canımı sıkıyordu. Kadınlara yapılan haksızlıklar ve haksızlıktan daha fazlaları...
Toplantı odasında sözü geçebilecek tek kadın bendim. Sadece ben...
Masa etrafında 8 kişiydik ve bunun 7'si erkekdi. Birbirleri ile konuşan topluluğun yanı sıra yanımda iki boşluk ve bay Alexander ve bay Louis için ayrılan yerler vardı. Babam baş köşede oturmuş ve birkez bile gözlerini bu tarafa çevirmemişti. Min-ji ile toplantıda konuşulacak şeylerin üzerinden geçiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath and Blood | lizkook¹
FanfictionKöşe başında sarhoş olmayı da seversin, anason kokulu dudaklarınla deli gibi sevişmeyi de... Taze bir günah gibi, pişman et beni işlediğim anda. Kıvılcım ol, kanıma sıçra. ateş ol, damarlarımı yak. Yangın ol, akılımı başımdan al. Bir sevda kılığına...