Dünya etrafımda dönüyordu,
İnsanların gözdesi bendim,
Her şeye sahiptim sevgilim.
Gözlerin üzerimdeyken ben her şeydim.℘
(Bölüm rahatsız edici içerik bulundurmaktadır.)
Min Yoongi denen adam ile Junggook'un arasında çok ciddi bir diollo dönüyordu. Adam çok rahattı fakat Junggook... O biraz sonra bu alaylı gülen adamın üstüne atlayacak gibiydi.
"Senin burada ne işin var?" Junggook odaya geldiğinden beridir ilk defa konuşmuştu. Ve zehirini az da olsa dışarı püskürtmüştü. Elleri yumruktu ve boğumlarının beyazladığına emindim.
"Gazetedeki fotoğraflarından bin kat daha güzel olan Lalisa'yı görmeye geldim. Ah Jungkook, yoksa bu güzellikten mahrum kalmamı mı isterdin." Adam bariz Junggook'u alaya alıyordu. Hareketleri fazlası ile yapmacıktı. Bunu birazdan üstüne atlayacak adamın daha fazla sinirlenmesi için yaptığı kesindi.
Junggook cevap vermemişti. Zira gözleri ile ne anlatmak istediğini çok açık bir şekilde söylüyordu.
Yoongi ise ayağa kalkmış ve bu eylemi yapmadan önce dizlerine vurmuştu. Junggook'a doğru ilerleyip tam yanında geçecekken kulağına doğru bir şeyler fısıldamış. Ve daha sonra ise mümkünmüş gibi Junggook'un kaşlarını daha çok çatmasına neden olmuştu. Adam daha sonra benim tarafıma doğru bakıp gülümsemişti. Ve ardından odayı terk etmişti.
Junggook'un gözleri o odadan ayrılır ayrılmaz beni bulmuştu. Oturduğum sandalyeden rahatsız bir şekilde ayağa kalkmıştım. Sinirli adam ile başbaşa kalmıştım. Ve Junggook biraz sonra dünyayı yakacak gibi bakıyordu.
"Hadi gidiyoruz." Nereye diye bile sormadan ona doğru adımlamıştım. Daha sonra ise uzattığı ele tutunmuştum. Temas olur olmaz ise Junggook hareket etmiş ve beni de peşinden sürüklemeye başlamıştı.
Neydi onu böyle sinirlendiren şey? Adamın varlığı bile onu rahatsız etmeye yetmişti. Güzel yüzlü adam Junggook'a bir şey söylemişti ve Junggook bu hale gelmişti.
Beni peşi sıra sürüklerken hangi ara arabanın yanına gelmiştik bilmiyordum. Fakat arabaya biner binmez ilk yaptığım şey emliyet kemerini bağlamak olmuştu. Junggook arabaya biner binmez çalıştırmış ve daha sonra ise parmak boğumlarını beyazlatacak kadar çok sıkmıştı direksiyonu.
Ona bir şeyler söylemek istiyordum fakat şuan olayları anlayamamıştım. Ve neyi söylemek doğru olurdu hiçbir fikrim yoktu.
Arabadaki sessizliği Junggook bozmuştu. Telefonundan birini bulmuş ve daha sonra ise sadece birkaç çalmadan sonra açılması ile konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath and Blood | lizkook¹
FanfictionKöşe başında sarhoş olmayı da seversin, anason kokulu dudaklarınla deli gibi sevişmeyi de... Taze bir günah gibi, pişman et beni işlediğim anda. Kıvılcım ol, kanıma sıçra. ateş ol, damarlarımı yak. Yangın ol, akılımı başımdan al. Bir sevda kılığına...