❝Let the Stars be our Witness.❞

5K 404 221
                                    

Derdin kaynağını bilen kadın da sensin, derde hikmet bulan da

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derdin kaynağını bilen kadın da sensin, derde hikmet bulan da... Derdin dermanını bilen de sensin her gönül de derman arayan da...
Kimsin sen?

Ona doğru koşuyordum, düşeceğimi bile bile, yararlanacağımı bile bile, ona doğru son sürat deli bir istekle koşuyordum.

Nafileydi belki. Bir türlü yakalayamıyordum onu. Hissedemiyordum tenini.

İlahi bir sözcükmüş gibi düşmüştü dilimden ismi. "Jungkook..."

Uzaktaydı. Hemde çok uzakta.

Adını haykırdıkça daha da çok uzaklaşıyor gibiydi.

"Beni bırakma..." Elimi ona doğru uzatmıştım. Fakat bir hiçlik ilk defa canımı bu kadar yakmıştı.

Gözleri nefretle bakıyordu.

Sevdiğim adam benden tiksiniyordu.

"Bitti." Netti. Aksime o kararlıydı.

"Jungkook..." Göz yaşlarımın ağarlığı yanaklarıma çökmüştü bile. Tuzlu tad damağımı yalayıp geçerken dizlerimin üstüne çökmüş celladımdan gelecek olan darbeyi bekliyordum.

Simsiyah saçları, gözleri ve elbiseleri ile ne kadar yasak olduğunu, dokunsam yanacağımı bizzat görüntüsü ile veriyordu.

"Seni görmek istemiyorum."

Zayıf düşen bedenim karşısında ağlayan tarafım bir bir tetiği çekiyordu zarif ruhuma. Sözcükler yanan bir ateşten çıkan korlar gibi yakıyordu kalbimi. Acı... İliklerime kadar tırmanıyordu.

"Seni sevmiyorum." Güç kalmayan bedenim soğuk zemin ile buluştuğu zaman heybetli bedeni yukarıdan acizliğimi izliyordu.

"Nolur..." Yalvarıyordum. Bir hiç uğruna değil. Her bir gün ölümüme zemin hazırlayan aşkım için yalvarıyordum.

Cılız kolumu kaldırıp elimi ona doğru uzatıyorum fakat gözlerinde hala aynı ifade var. "nefret"

Geriye doğru bir adım attığında adını tekrardan fısıldıyorum. Fakat bu sefer umrunda değilim. Geriye doğru adımlayan ayakları her bir adımından karanlığa gümüleceğini bile bile o yolu kat ediyordu.

İnce kolum güçsüz bir şekilde yere serildiği zaman ise uyanıyorum.

Küçük bedenim sıcak kollar tarafından sarılmıştı. Ağlayan ve titreyen bedenimden haberdar olan nefesleri kulağımın arkasından hissediyordum.

Breath and Blood | lizkook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin