❝Dancing with the Devil❞

7.1K 470 605
                                    

Nabızda jilet,Geceye bir yıldız gerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nabızda jilet,
Geceye bir yıldız gerek.
Kan akarken tavandan,
Meleklere görünmemek gerek.

Şeytanın duasına,
Rahmet dilemek gerek.
Ay güneşi örttüğünde,
Kana bulanmak gerek.

Kalbimin bu düzensiz atışları sıcak bir yaz gününde esen ılık bir rüzgar kadar güzel, el değilmeyecek bir mücevher kadar değerliydi.

Dilimin susuyor olması ilk defa sesi çıkan ruhuma izin vermek içindi. Yeni oluşan duygularım ve özgüvenimin kollarına giren ruhum ilk defa bu kadar huzurlu ve mutlu hissediyordu.

Bir öpücük...

İçimdeki yangını harlamış, buza dönüşmüş kalbimde ki kristallerin çözünmesine neden olmuştu.

Yanımdaki şehrin efendisi gibi duran adamdan korkuyordum. Fakat bu seferki korku farklıydı. Yarı yolda bırakılmaktan, pişman olmaktan korkuyordum. Yüzümdeki gülümseme ise...

Ondan saklamak istediğim gülümsemem canlı ve umut vericiydi. Bana kırıcı sözler söylemesi ve gerçekleri yansıtması umrumda değildi. Onu hissetmiştim. Ve bu her şeye değerdi.

Evime doğru gittiğimizin farkındaydım. Yüzüm, gözlerim bir daha ona dönmemişti. Kendi kıyafetlerimi giydikten sonra doğruca evinden çıkmıştık. Belki de bu yüzdendi dışarıyı izlemem. Evini ezberlemek içindi. Şehir dışında yakın, birbirine uzak olan villalardan birinde oturuyordu.
23 numaradaydı.

Tamam belki o filmi izlediğim için içimde bir kuşku vardı fakat 23 rakamı... Her zaman bana uzak ve soğuk bir rakam olmuştu. Eğer o filmdeki teori doğru ise 23 numaradan uzak durmak gerekirdi. Ve ben ise o numaraya yeniden gelmek için tüm yolu beynime kazımıştım.

Kemerimi çözerken veda hutbesini kulaklarımda hissettim. Bizim için söylenen bu hutbe yutkunmama neden olmuştu. Neden ondan ayrılmak bu kadar zordu. Oysaki yüzüne dahi bakamıyordum. Yol fazlası ile uzunken buraya gelmek 10 dakika kadar kısa sürmüştü. Hız değildi bu, onun yanında aşağıya doğru düşen kum taneleri birbirini eziyor ve birbirlerini geçmek için kıyasıya yarışıyorlardı. Kum taneleri bile onun çekimine kapılıyorlardı.

"Geldik." Sözcükler kulağıma ulaşmadan önce bir kağıt kadar keskin bakışlarını yüzümde hissetmiştim.

"Doğru." Bakışlarımı önce ellerime daha sonra da onun güzel yüzüne çıkarmıştım. İki dudağımın arasından bir nefes alırken göğüs kafesim tamamen güzel kokusu ile doldu.

Breath and Blood | lizkook¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin