Avazımın çıktığı kadar yazıyorum...
Parmak uçlarınla dokunsan özlersin...℘
Kalbimin üzerindeki başını ve karnıma olan sıkı sarılışını seviyordum.
Benimsemesini ve ellerime bıraktığı öpücükleri de...
Saat kaç olmuştu bilmiyordum ama ikimizin de yataktan çıkası yoktu.
Karnımdaki kelebekler dünü düşündükçe yeşeriyor, naif sızı kendini belli ediyordu.
Artık onundum.
Ruhum ruhuna sahipti, bedenim ise bedenini dün gece benimsemişti.
Sadece sızlayan kadınlığım değildi. Öptüğü kalbim... Dokunduğu tenim sızlıyor ve zonkluyordu.
Bedenim onunla olmayı sevmişti. Buna devam etmemiz konusunda beynimi uyarıp duruyordu.
İpeksi saçlarını okşamaya devam ederken küçük bir öpücük konmuştum. Onu hissetmeyi seviyor, kokusunu ruhuma işliyordum.
Jungkook kafasını kaldırmış ve gözlerima bakmıştı.
Aşkla bakıyordu. Biliyordum artık bu bakışı... Gözleri ile seviyor, ışıltısı kabimi aydınlatıyordu.
"Seni seviyorum biliyorsun değil mi?"
Elimi çenesine koymuş ve uzanıp dudaklarına öpücük kondurmuştum.
"Biliyorum."
Baskılı öpücüğüm ardından fazla geri çekilmemiştim.
Kemikli elini boynuma getirip okşamıştı. Isırdığı, emdiği, öptüğü yere uzun uzun bakmıştı.
"Canını çok yakmadım değil mi?"
Gözlerime bakarken gülümsemiştim. Dün gece önceliği bendim bunu tâ en derinimde hissetmiştim.
Hissettiğim, her şeyle ilginmişti.
Beni en güzel hissettirmişti.
"Hayır. Bana asla unutamayacağım bir gece bahşettin."
O da gülümsemişti. Ve dudaklarına birçok küçük öpücük bırakmıştım.
Ensemden tutup beni kendine çekmiş ve öpücüğümü uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Breath and Blood | lizkook¹
FanfictionKöşe başında sarhoş olmayı da seversin, anason kokulu dudaklarınla deli gibi sevişmeyi de... Taze bir günah gibi, pişman et beni işlediğim anda. Kıvılcım ol, kanıma sıçra. ateş ol, damarlarımı yak. Yangın ol, akılımı başımdan al. Bir sevda kılığına...