2: Bir Akşam

18.7K 1K 1.2K
                                    




Ben Roman.

Böyle söyleyince gerçekten çok havalı bir ismim olduğunu düşünüyorum. Aslında alıştığım şu yamuk gülümsememden vazgeçebilsem; daha ciddi bir ifade ile daha epik bir görünüş sergileyebilirim. Eminim bu kızların hoşuna gider ama ben ciddiyetini uzun süre koruyabilen biri değilim. Gerçekten değilim. Bir kere Rüya ve Irmak'la denemiştik bunu. Onların beni seksi gösterdiğini söyledikleri yakası açık mavi bir gömlek giymiştim. Üniversiteye başlayacağımız yazdı ve babamın arabasıyla birkaç gün için ege sahillerine gitmiştik geze geze. Ayvalık tarafından bir gece kulübüne girmiştik; onların yönlendirmesiyle "cool" bir erkek gibi görünmek için çabalamıştım. Onlar, dört kişi olarak bir masadan beni gözlemişlerdi ve ben bir süre tanıştığım iki kızın yanında, olmaya çalıştığım erkek rolünü iyi oynamıştım. Sonra sıkılıp onların yanına döndüğümde "Ne oldu, hayırdır?" demişti Irmak bana. "Onlara bir şeyler ısmarlayacağıma size ısmarlar; istediğim gibi de gülerim." diye cevap vermiştim. O gece beşimiz de deliler gibi dans etmiştik; okul başlayacaktı; Irmak dışında bizler okula başlamanın heyecanını duyuyordu ve Irmak da işe başlamak için bizim okulumuzun başlamasını bekliyordu.

Dördünü de çok sevmemin sebebi, onların yanında nasıl olmak istiyorsam öyle olabilmemdir. Aramızda gücenmece, kızmaca da olmaz. Lisedeyken bir sulh anlaşması yapmıştık. Biz o zamanlar, erkek olduğumuz için onların kıyafetlerine karışmaya çalışıyorduk. Aslında itiraf edeyim bunu daha çok ben, Irmak üzerinde yapıyordum. Irmak süsüne daha düşkündü o zaman da. Rüya, zaten kendisine karışılmasına pek müsaade etmez. Yani babası bu alana yeterince tecavüz ettiği için en azından arta kalan hayatında; böyle laflar işitmeyi sevmiyor. Her neyse; Irmak'a karışırdım. Ya da birileri bizim kızlara laf falan ederse her an bir kavgaya girecek haldeydik. Biraz da ergenliğin verdiği ham cesaret vardı bende. İşte vardığımız sulh tam olarak bunun üzerineydi.

Kızlar, onların yanındayken cinsiyetlerimizi kapının önünde bırakmamızı istemişlerdi. O yüzden ben onların yanında geğirmekten hiç çekinmem. Rüya, sağolsun, küfür kısmında eline su döktürmez. Irmak "hoşlaştığı" bütün erkekleri gelip ağzının suyunu akıta akıta anlatır. Emre'nin bir kızla yatamayışı hepimizi gerer; Rüya'nın adet sancılarını Baha'nın tatlıları örter falan. Anlatabiliyor muyum? Kendi aramızda komün bir topluluğuz biz.

Çok küçükken, Rusya'dan Türkiye'ye geldiğim günlerde gerçekten mutsuz bir çocuktum. Annemi çok özlüyordum, babam ondan bahsetmemi pek fazla istemiyordu; boşanmanın sancısını annem, ben ve babam ayrı ayrı çekiyorduk. Bir de bunların üzerine ben ülke değiştirmiştim. Aslında annemin beni bıraktığını düşünüp üzülüyordum ama zaman geçtikçe annemin iş için ne kadar çok seyahat etmek zorunda olduğunu fark edip babamla olduğum için mutlu bile oldum. Annem bir zaman sonra tekrar evlenirken ben hem annesi hem babası hem onların eş ya da sevgilileri tarafından şımartılan şanslı bir çocuktum. Her şeyden önemlisi ben sekiz yaşımda mutsuz bir insanken; Irmak, Rüya, Emre ve Baha sayesinde mutlu bir ergen olabildim. Onların "abisi" gibi olmak iyi hissettirirdi. Onların bir şekilde girdikleri kavgalarda onları kollamak, dayak yiyen değil atan olmak ya da kızların hayran olduğu kişi olmak hoşuma giderdi. Makmak küçükken benden hoşlanırdı. Bunu işine geldiği zaman kabul eder, işine gelmezse de reddeder ama ben biliyorum. Bazen keşke diyorum o da üniversiteye gitmek için biraz gayret etseydi; ama okulu bırakmak bütünüyle kendi kararıydı. Sonra onu bizim safımıza çekememişken Rüya ona katıldı. Aslında yaşça onlardan büyük de olsam Rüya'yı kendimden daha olgun bulurum. Ama ondan vaktiyle bir söz istemiştim. Ona "En azından bizim yanımızda güçlü duracağım diye boğulma" demiştim. O zaman epeyce ağlamıştı ama ondan sonra sert kabuğunu inceltmişti. Susmak yerine küfretmeye başlamıştı ki biz buna bile sevinmiştik. Yine de onun susuşlarını sevmiyorum. Yakın zamanda bir motor alacağım kendime. Irmak'ın o motorla gezmeyi çok seveceğinden eminim. Ama önce Rüya'yı atacağım atımın terkisine. "Bağır" diyeceğim ona. Ama biliyorum ki korkup binmek istemeyecek o motora. Diyorum ya sert göstermeye çalıştığı bir kabuğu var ama aslında hödüğün tekidir. Severim zillileri.

Çocuk RuhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin