Merhaba,
Uzun zamandır, doğup büyüdüğüm topraklardan, evimden, yattığım zaman huzurlu hissettiğim yatağımdan ve dilimden uzakta yaşıyorum. Yağmur'un Sesi, onu tesadüfen bulduğumda benim için bir ninni gibiydi. Babasının uydurduğu masallar ya da annesinin okuduğu kitaplarla uyumaya alışmış bir çocuk olduğumdan, önceleri o sesin beni sadece tatlı anılara götüren ve ana dilime nazire yapan bir hikâye anlatıcısı olduğunu sanmıştım. Zaman geçtikçe, Yağmur'un Sesi, annemin sesinin yerini aldı. Sanki bir doktor, ben farkında olmadan bana bir aşı yaptı ve ben iyileştim; ayaklarımın üstünde durmak için bunca çabalarken; bütün o kötücül düşüncelerin içime akın ettiği gece vakitlerinde, kaygılarımı yok eden bir sihirle tanıştım.
Eğer sahnede değilsem; sessiz bir dinleyici olmayı her zaman çok sevmişimdir. Sessiz ve göz önünde olmayan... Sizinki, derinlerine dalmaktan haz duyduğum bir öykü ya da okumayı hep çok sevdiğim bir şiir ya da bana ne anlatıldığının bir önemi olmaksızın, sahneden görünmeyeceğine inandığım bir köşede oturup sadece hayranlıkla dinlemek istediğim bir ses. Sahne bitip ışıklar söndüğünde, muhtemelen yanınıza gelip elinizi sıkamayacak kadar utangaç bir insanım. Ama takdir etmesini bilirim.
Dün gece, ben çocukluk anılarımın arasında oynarken çaldığınız şarkı, Arianna Savall'dan Adoucit la Mélodie'si; uzun süre ağlamama sebep oldu. Çocukken çok sevdiğim bir köpeğim vardı. Onu veterinere götürme şansımızın olmadığı bir zaman diliminde ağır yaralar aldığı için ölmüştü. O yaraların üzerine, belki acısını alır diye ezip de serpebildiğimiz bir aspirinimiz vardı. Acısını almış mıydı bilmiyorum ama onun canımı yakan sesi kesilmişti. Öleceğini biliyordum ama bir çocuk umuduna tutunup onun başında, "o iyileşsin" diye keman çalmıştım. Çünkü müziğin iyileştirici olduğuna her zaman inanmıştım. Adoucit la Mélodie'yi dinlerken bunu anımsamamla beraber ağlayışımı dindirmem kolay olmadı.
Siz bir de bunun üzerine arp ve keman sesinin verdiği hüznü kıyasladınız. Arianna Savall'ın babası Jordi Savall kıymetli bir viyola virtüözüdür. Yakın zamanda kendisinin bir konserine gitme şansım olmuştu. O gece tatlı bir tesadüf sonucu Arianna Savall da sahneye çıkıp babasına arpıyla beraber eşlik etmişti. Adoucit la Mélodie'yi orada, onun çıplak sesinden dinlediğimde yine köpeğime veda edişimi anımsayıp ağlamıştım.
Neden bu denli ağladığıma gelince; Adoucit la Mélodie; Mevlana Celaleddin Rumi'nin İngilizce hali ile "Remembered Music" isimli şiirinin Fransızca'ya çevrilip Arianna Savall tarafından bestelenmesiyle dinlediğimiz bir şarkıdır. Dilim erdiğince, tercümesini size de yazmak istedim. Hatam varsa affınıza sığınırım. Sizin gibi kelimelerin değerini bildiğini düşündüğüm bir insanın, hüzün duyduğu bir şarkıyı, daha doğrusu şarkıya ilham veren şiiri bilmesi gerektiğini düşündüm; bu yüzden paylaşmak istedim. Umarım haddimi aştığımı düşünmezsiniz.
Sizin paylaştıklarınızın yanında sözü bile edilmeyecek bir şey. Yine de; bütün cesaretimi toplayıp dinleyici koltuğumdan kalkmış ve elinizi sıkmak için yanınıza gelmiş gibi bir mahcubiyet içindeyim.
Sevgiler;
Umut B.
Denir ki kulağımızı büyüleyen kaval ve ud,
Ezgisini dönen dünyalardan alır.
Fakat gelip geçen kurguların kuşattığı iman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocuk Ruhum
General FictionYoksa siz çocukken yaşadığınız şeylerin öylece geçip gittiğini mi sanıyorsunuz?