13: Balon ve Diken

23.3K 1K 1.6K
                                    



"Devrim kollarım koptu, n'olur beş dakika mola vereyim."

"Daha ne yaptık da kopuyor kolların?"

Irmak şınav pozisyonunda ona kadar saymaya gayret ederken Devrim oturduğu yerde, önünde Türk kahvesiyle elindeki telefonun ekranında Instagram sayfalarını geziyordu. Irmak üç gün önce ilk dans dersini Marina'dan almıştı. Şimdi ikinci dersini pole studioda Devrim'den alacaktı ama spor geçmişi olmadığı için kol ve bacak egzersizi yapmak zorundaydı ve hantallaşmış bedeni nasıl da inim inim inliyordu üç gündür. Ondan geriye sayarken yüzü kızaran Irmak "Sıfır" diye bağırıp yere bıraktı kendisini ve neredeyse bir böcek gibi kıvrıldı durduğu yerde. Onun yere yapışma sesiyle telefonunu elinden bıraktı Devrim. Bir yudum aldı kahvesinden ve portatif sandalyesini iterek kalktı yerinden. Irmak'ın başucuna yanaştı.

"Üçe kadar sayıyorum yerinden kalkıp dört kiloluk dumbell al eline ve squat pozisyonuna geç hadi."

Irmak işittiğiyle çenesini yere dayayıp gözlerini Devrim'e dikti. "Ama geçen gün de yaptım ben onu, yerime otururken bile ağrıyor bacaklarım hala."

"Bir" dedi adam. Irmak "Başka bir şey yapsam olmuyor mu?" dedi; Devrim "İki" derken Irmak yerinden doğruldu. "Aşırı yüklemeden yakacaksın kaslarımı."

"Üç"

Söylenerek kalktı yerinden Irmak. Eline dört kiloluk iki dumbell aldı ve Devrim'in kalktığı sandalyeye yöneldi.

"Hop hop. İlk gündü sandalye desteği. Sandalyeye oturmadan squat yapacaksın."

Gidip bir daha kahvesine uzandı adam. Irmak'ın kâkülleri terden alnına yapışmıştı. Kız hızla eğilip kalkarken, on beşe kadar saymaya başladı ve Devrim kaşlarını çattı. "Bu ne biçim squat?"

Yanaştı kıza. Eğildi ve ayak bileklerinden tuttu Irmak'ı. "Omuzların kadar açık tutacaksın ayaklarını." Sonra ellerini kızın diz kapaklarına koydu. "Diz kapakların asla ayakuçlarının önüne geçmeyecek. Otur şimdi. Doksan derece olacak oturuş açın. Omuzlarını öne çıkarma. Kollarını düz tut. Hadi."

Ayaklanıp kızı seyretti Devrim. İlk sayıdan sonrasında yine bozulmuştu Irmak'ın şekli. "Popoyu dışarı çıkar, daha çok çıkar hadi Irmak."

Güç bela üç setten kırk beşe kadar saydıklarında Irmak'ın kolları da bacakları da tutmuyordu. Yere attı kendini kız.

"Direk dansı öğrenmek için geldim ben. Ağlayacağım şimdi Devrim."

"Tamam işte, önce seni direkte tutacak kadar kas da yapmamız lazım. Bir yudum su iç ve ayakkabılarını değiştir hadi. Marina ilk dersi tekrar etsin sonra ilk direk çalışmasını yapın dedi."

Irmak boş salonun bir ucuna koyduğu su şişesine uzanırken birebir ve ücretsiz ders aldığı için yakınma şansının olmadığını, olmaması gerektiğini biliyordu. Ama daha başında bu kadar zor olacağını düşünmemişti. "Bırak gitsin" diyordu içinde bir ses. Ayakkabılarını değiştirmek için eğilirken bir sürü yeri sancıdı.

Direk dansı en iyi ihtimalle bacakların bütününü açıkta bırakan bir taytla yapılıyordu. Ama Irmak'ın gözlemlediği stüdyodaki kadınların neredeyse tamamının mayo ile çalıştığıydı. Çalışırken, özellikle direkteyken, kaba etleri olduğu gibi açılacaktı; bunu da biliyordu. İlk derslerde egzersiz de yapacağı için Irmak'ın kısa bir tayt ve spor ayakkabı ile gelmesini istemişti Marina. Ama direk için topuklu ayakkabıları da her zaman yanında bulunmalıydı. Bazen babet çoraplarıyla, bazen çıplak ayakla ama çoğunlukla topuklu ayakkabıyla çalışacaklardı. İlk ders gününde canını çıkaran hareketler bittikten sonra "seksi yürüyüş" hakkında bilgi vermişti Marina. Ne olduğunu, nasıl olduğunu göstermiş ve birkaç tur döndürmüştü Irmak'ı direk çevresinde. Kız direğe çıkmayı beklerken daha ona dokunmadan utanmaya başlamıştı.

Çocuk RuhumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin