Kayra 'nin Açısından
23:43 onyedi dakika sonra o yılışık suratını gösterecek. Saat gibi dakik, hiç sektirmez. Tam köşe başına camları filmli siyah range rover'i ile gelip, kızları bırakacak. Üç dört saat sonra da gelip aynı noktadan alacak. Dedim ya hiç şaşmaz. Onun pis suratını görmektense pislik çukurunu yalarım daha iyi ama tek şansım o. Beni o aşağılık kan emicinin yanına sokabilecek tek bağlantı bu iğrenç solucan. Gerçi ikisi de son olaydan sonra beni görmeye can atmayacaklar ama elinizde reddedemeyecekleri bir koz olunca avantaj bende oluyor.
Kafamı, sırtımı yasladığım duvara dayayıp,bulutların arasından kendini nazlanarak gösteren ayı seyrettim. Bu saatte bu karanlık ve kokuşmuş şeytan çıkmazı diye isim takılan köprü altı pis çıkmaz sokakta olmayı kafadan ciddi bir sorunu olmayan kimse istemez Ancak ciddi bela arayanlar, uçmak isteyenler, ölümü çağıranlar ve ucuza beden bulmanın peşinde olacak kadar çaresiz sapkınlar dışında. Ve benim dışımda.
Samael bilse kafamı kırar ama umurumda değil. Beni durdurmasını veya karışmasını istemiyorum. O kan emiciden iliklerine kadar tiksiniyor. Ben de aynı hisleri paylaşıyorum ama ona dokunamayız. Maalesef bir taraflarını kurtaracak garantisi var o sülüğün. Kimsenin bulamayacağı şeyleri isteyebileceğiniz, tanımayı hayal ettiğinde bile dehşete düşeceği bağlantıları ve kahrolası kontratları olan rehinci ve arabulucu o. Kimse ona işi düşsün istemez çünkü bu işleri batırdığınız ve kendi kaderinizi geri dönülmez şekilde mühürlendiğiniz anlamına gelir. Gene de yolunuzun bir şekilde hep onunkiyle kesişmesi kocaman lanet bir kozmik şaka gibidir. Tabi önerecek,onun iştahını kabartacak bir şeye ve talebini kabul edecek kadar çaresiz bir cesarete sahipseniz ancak sizin kendinize ulaşmanıza izin verecektir. Benim elimde olana ise ağzının suyunun akacağını biliyorum.
Arabanın sesini duyunca saatime göz attım. 24:00. Tam zamanında gelmiş, kızlarını sokağa salıyordu. Bir gölge kadar sessiz yaklaştığımı fark etmemişti bile. Altın renli kalçalarının yarısını açıkta bırakan bir elbise ve kocaman topuklu ayakkabıları üzerinde sallanan son kızı arabadan indirdiğinde kapıyı kapatamadan içeriye atlamıştım.
Iri yarı, siyah takım elbise giymiş, boğa kadar güçlü olduğu belli olan adamı davetsiz misafirliğime şaşırmış, "canına mı susadın moron seni ?" diyen tehditkar gözleriyle bana bakıyordu.
Boğazıma yapışan pençe gibi ellerini mengene gibi sıkmaya başladığı gırtlağıma bastırırken hırlamıştı
" Işte düştün elime pislik."
" Öyle mi dersin?"
Seri bir hareketle bileğini kavrayıp,elini boğazımdan kolayca çekmiş, tersine doğru bükmüştüm. Kemiklerinin çatırtısı arabanın sessizliğini yırtarken yüzü acıyla çarpılmıştı. Boncuk boncuk terleyen suratına bakıp, sırıttım.
" Ama sen hiç akıllanmıyorsun. Neden hep yanında en gerizekalıları çalıştırıyorsun Sıçan ?"
Ön koltuktan canı sıkılmış bir ifadeyle arkaya baktı. Gece karanlığında aynalı güneş gözlüğü takmış ve altın renk işlemeli, yakası kürklü yeşil kadife ceket giymiş embesil soyu gözlerini devirdi.
" Neden burdasın kırma? Hem sizinle işim olmaz deyip, ortalığı dağıtıyorsun hem dibimizdesin."
" Onu görmem lazım. Beni Astaroth'a götür."
Gözü adamının bileğini unufak etmek üzere olan elime takılı kalınca bileğini bıraktım. Adam acı içinde bileğini tutup, iki büklüm olmuştu. Yeniden gözlerine bakıp, komik bir şey demişim gibi sırıttı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
FantasyOnlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...