Buket Avcı kapıdaki her kimse ısrarla zile basmaktan vaz geçerek gitmesini diledi. Ancak gelen kişi de ısrarla kapıyı açmasını istiyordu. Doktorun tüm ısrarlarına rağmen hastanede üçüncü gün yatağa bağlı olmaya dayanamayacağını hissederek inat edip çıkmıştı.
Doktor burun kanamaları için MR'a sokmuş ve tüpler dolusu kan alınmıştı. Sonuçları beklemesini istemişlerdi ama Buket çıkmaz sokak olduğunu bildiği için gerek görmemişti. Sonuçlar aynı MR'ı gibi temiz çıkacaktı. Strese bağlayacaklardı. Bunu duymak için hastanede kalmasına gerek yoktu.
Ona kalsa ayaktayken sürekli dönen başına rağmen işbaşı yapardı ama amiri onu neredeyse azarlayarak zorunlu bir haftalık izine çıkartmıştı.
" Davanın bir yere kaçtığı yok. Sen gelince de açık olacak dosya. Iyice dinlen. Zaten o katil de ara verdi gibi.Belki de döngüyü tamamlamıştır. Beş ceset bıraktı geride. On yıl önce de o sayıda ceset bırakıp ortadan yok olmuştu." demişti amiri.
" Altı...altı ceset bırakmıştı. Rutinlerine bağlı birisi. Her detay kusursuzca bir öncekinin kopyası oluyor. Sadece cesetlerin bulunacağı yerde belli bir düzeni yok. Onun dışında herşey onun için kuralları belli olan bir ritüel gibi. Bu yüzden son bir ceset bırakmadan bitirmez. O yüzden burda işimin başında olmalıyım."
" Eğer altıncı bir ceset bulunursa haberin olacak. Caner seni bilgilendirir."
Buket olacağını biliyordu. Altıncı bir kız daha ölecekti. Ondan sonra on sene önceki gibi ortadan kaybolacaktı o canavar. Buket herhangi bir görü görmemesine de içerliyordu. O zavallı kızları yüzüstü bırakmış gibi hissediyordu.
Başı dönünce kapının koluna elini atıp duraksadı. Derin nefesler alıp kendini bir parça daha iyi hissederek kapıyı açtı.
Gelen'in Caner yerine rahip olduğunu görünce duraksamıştı. Anthony Barnes elinde bir paket, yüzü endişeli ona bakıyordu.
" Okuldan kaçanını duydum da ilk defa hastaneden kaçan birini duyuyorum Buket."
Nedense rahibi görmek iyi hissettirmişti.
"Kaçmadım. Çıktım."dedi.
" Hemşireler buna çok üzülmüşlerdir ama." deyip, gülümsedi rahip.
Huysuz ve suratsız bir hasta olduğuna iki gün boyunca birinci elden tanık olan rahibin kinayeli esprisine gülümsediğini fark etti.
" Uyku tutmuyordur onları."
Anthony gülmüştü. "Şimdi kim güleryüzü ve neşeli sesiyle, günlerini aydınlatacak?"
" Ya da hastaların ödünü patlatacak? Hastanede bulunmak için yanlış meslektensin Anthony. Azrail gelene dek ısındırma turuna çıkartmak için oradasın sanıyorlardı."
" Sanırım bu dediğin rahip olduğumu öğrendikleri her mekan için geçerli."
" Benim işim için olduğu gibi."
Karşılıklı gülmeye başlamışlardı. Buket kenara çekildi.
" Girsene."
" Rahatsız etmiyorum umarım. Sana çorba getirdim. Tavuk suyuna şehriye. Bir şeyler yemiş miydin ?" diyen Anthony salonda Buket'in yattığı kanepenin önünde duran sehpadaki kahve kupasını gördü.
" Doğru tahmin etmişim."
Buket şaşırmıştı. "Bunu yapmana gerek yoktu."
" Elbette ki vardı. Inatçı bir kadınsın Buket. Hastanedeki tüm tepsileri neredeyse olduğu gibi geri gönderdin. Evde de bu rutini bırakmayacağını anlamak zor olmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
خيال (فانتازيا)Onlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...