Cam muhafazalarının içindeki mumları teker teker yaktı.Kürsüye rahibin akşam ayini için karar verdiği konuyla ilgili duanın olduğu bölümü açtığı kitabı bıraktı. Birazdan gitgide sayıları azalsa da, sadakatle gelmeye devam eden cemaat burada olurdu.Nedense gençler eskisi gibi ilgi göstermiyorlardı. Ona kalsa ,vaazları biraz daha ilgi çekici kılacak fikirleri vardı ama rahip Emiliano 'nun katı bir tutumu vardı. Başka kiliselerdeki yeni yaklaşım sergileyen modern rahiplerin neredeyse işi dalgaya alan tavırlarına bozuluyordu.Ona göre Tanrı'nın kelamı gazabını anlatarak daha iyi iletilirdi.Insanların yüreğinde korku olmadığı sürece, itaat de yer edinemezdi.
Rahip Emiliano ondan daha uzun süredir bu bölgedeydi.
Cematindeki azalan sayıdan ziyade, gelenlerin saf bir inanç ve bağlılık gösteren kişiler olması onu daha çok ilgilendiriyordu.
Kurtarılmak istenen ruh acı çekmeden arınamazdı. Karşı gelirlerse başlarına gelecek gazabı bilmeleri tek caydırıcı yöntemdi.Habire affedilmek umudu ,tembelliğe ve vurdumduymazlığa itmekten başka ne işe yarardı ?Genç rahip Anthony Barnes fikirlerine katılmasa da ses çıkarmıyordu.Sonuçta kalacak küçük ama temiz bir odası vardı.Geldiği o kocaman kaos şehrinin aksine sakin ve güvenilir bir yerdeydi.Daha başka ne isteyebilirdi ki.Buhurdanlığı sıraların arasında dolaştırıp, yasemin ve lavanta çiçeklerinin , havaya yayılan sakinleştirici kokusunu içine çekti.Yaşlı rahibin her akşam tekrarladığı rituelinin bitmesine fazla zaman kalmamıştı.
Yaşına rağmen dizlerinin üzerinde saatlerce çöküp, kendinden geçerek ne için dua ettiğini merak ediyordu.Yaşlı rahibin arada içtiği el yapımı elma şarabı dışında, hiçbir zaafı yoktu.Saf imandan ibaret, demir iradeli ,katı bir inanan ne için saatlerce dua ederdi ?.
Buhurdanlığı bırakıp, yaşlı rahibin kaldığı odaya gitmeye karar vermişken, kilisenin kapısı gıcırdayarak açılmıştı.Daha ayinin başlamasına bir saatten fazla bir zaman varken, erkenden geleni merak ederek duraksadı.
Kapının açılmasıyla içeri dolan rüzgar, mumların alevinin titremesine meden olmuştu.Birkaç tanesi sönmüştü bile.Anthony Barnes, parkenin üzerinde takırdayan topuk seslerinin sahibi , kırmızı elbisesinden iki ton daha koyu kırmızı palto giymiş kadının kedi gibi salınarak ona doğru yürüdüğünü görünce şaşırdı.
Cematten biri değildi. Bu püriten kasabaya ait olmadığı ortadaydı.Çarpıcı güzellikteki yüzü, zümrüt yeşili iri gözleri, mermer kadar pürüzsüz teni bir yana, elbisesinin sımsıkı sardığı bedenini fütursuzca taşıması , kayıtsızca sergilediği göğüs çatalı ve uzun düzgün bacaklarıyla , kilise yerine bara gitmeye hazırlanmış gibiydi.
Genç rahip zihninde ,kendine hiç yakıştıramadığı, ettiği yeminle kilit altına aldığı fani erkekliğinin içinden geçirdikleriyle kirlenmiş hissederek, hemen düşüncelerini kafasından uzaklaştırdı.
" Ayin henüz başlamadı "dedi.
Genç kadın, zümrüt yeşili gözleriyle tepeden tırnağa süzdüğü rahibin tedirgin olarak kıpırdanmasına neden oldu.Tekrar gözleri buluştuğunda, gülümsüyordu.
" Günah çıkartmak için geldim zaten "
Sesi derinden geliyordu.Kedi mırlamasını andıran şehvetli kısık tonlaması, genç rahibi duyacakları konusunda geriyordu.Yeşil gözlerindeki oyunbaz parlama, bir zamanlar ruhunu körelten kendi günahlarını ,masum birer kabahat gibi gösterecek kadar karanlık ve yoldan çıkartıcı bir davetle yanıp sönüyordu.
" Tabi, elbette "
Günah çıkartma kabinine doğru yöneldi. Terleyen avuçlarını fark ettirmemeye çalışarak, cübbesine sildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
FantasyOnlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...