Emir Demiri Keser

137 32 387
                                    

IRMAK'IN AÇISINDAN

Aklımı kaçırıyor olabilir miydim ? Kafamı kaldırıp, yıldızlarla dolu gökyüzüne baktım.Küçükken ne zaman kabus görsem, hep yetimhanedeki odamda, pencereye gidip sakinleşmek için yıldızlara bakardım.Geceleyin gökte onları izlerken, aslında onların bizi izleyen koruyucu melekelerimizin ışıltısı olduğuna inanırdım.Neden buna inandığımı bilmiyorum.Sanırım bize göz kulak olan büyük ablalardan birinin anlattığı masalda duymuş ve çok etkilenmiştim. Yıldızların bizi gökten izleyen melekler olduğunu düşünmek bana kendimi daha az yalnız ve daha çok güvende hissettirmişti.

Şimdi peki neden bana o huzuru vermiyorlardı?Neden gecenin zifir karanlık örtüsü tam ortasından parçalanmaya başlamış ve uçlarından harlanan alevden bir hatla hızla incelerek yanmaya başlamıştı.Üzerime ve etrafa döne savrula yağan kül olmuş parçalarını huzursuz bir korku ve şaşkınlıkla izliyordum.

Ince bir zar gibi yanarak eriyen gök kırmızı, turuncu ve sarının en uğursuz tonuyla kaplanırken ,kafamın üzerinde pike yapıp, teğet geçerken hızla oradan oraya süzülen gölgelerin ait olduklari korkutucu siluetlerin, etraftaki binaların duvarlarında gizlendiklerini biliyordum.Yaslandığım bahçe duvarından doğrulup, arkamdaki eve yöneldiğimde gölgeler de hızlarını arttırmış, başıma neredeyse değercesine geçip, rüzgarlarıyla saçlarımı havalandırıyordu.Onlardan yayılan kavurucu ateşten esintiyle, yüzümün, gözlerimin, tenimin mangala atılan et gibi cızırdadığını duyuyordum.

" Irmak.."

Uğursuz bir tonla fısıldanan adımı işitmek,arkama bakmama neden olmuştu.Binaların ve arabaların, hatta ağaçların dahi aralarından dört ayak üstünde bana doğru emekleyerek koşturan bir dolu korkunç yırtıcıyı gördüm .Bedenimi korkuyla felç eden vahşi çığlıklarını ve kahkahalarını duyuyordum.

Beni ele geçirmek için üstüme çullanmaya hazırlanıyorlardı.
Koşmaya başladım.Evin kapısına nefes nefese vardığımda, aramızdaki mesafe kapanmak üzereydi.Tenime değen nefeslerini hissederken yerimden dehşet içinde sıçramıştım. Son bir gayretle verandanın köşesine kaçtım.

" Irmak..Irmak, sakin ol "

Korkuyla gözlerim açıldı.

" Bulut ?" diyebildim.

" Rüya görüyordun."

Odanın bir köşesinde büzüşmüştüm.Bulut önümde çömelmiş, bana bakıyordu.Algılamak ister gibi yüzüne bakıyordum.

" Rüya mı ?"

" Kabus daha doğrusu"

Haklıydı çünkü odadaydım.Saklanmak için beni getirdiği evdeki odada yorgunluktan uyuyakalmış olmalıydım.

" Çığlık attığını duyunca geldim.Ne görüyordun?"

" Hatırlamıyorum " diye yalan söyledim.Ona anlatıp, tekrar hatırlamak istemiyordum.Kalbim halen deli gibi atıyordu ve boğazım kupkuru olmuştu.

" Su alabilir miyim ?" dedim

Yatağın yanıbaşındaki sürahiden bardağa doldurduğu suyu bana uzattı.Ilık da olsa iyi gelmişti.

" Kayra geldi mi ?"

" Hayır.Kimse gelmedi.Sadece ikimiz varız "

Ayağa kalkabilmiştim en sonunda.Beni inceler gibi bakıyordu.

" Neden öyle bakıyorsun bana ?"

" Nasıl bakıyorum?"

" Kobay faresi gibi "

" Öyle mi hissediyorsun?"

" Evet."

" Başına gelenlerden sonra normal.Hiç alışık olmadığın bir sürü şey oluyor "

Kadim Ittifak #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin