Sağırlar senfonisiydi sesler.Kör gözlere ziyafet gibiydi tuvale sıçratılan ve isli katran karası lanetli öze sevişircesine bir hırçınlık ve usulca bir teslimiyetle karışan parıltılı beyazlıktan ibaret kutsanmış diğer özden boyanmış savaşın resmiydi.
Yanmış cesetlerin boydan boya kapladığı kızılca kıyamete şahit olmuş büyük salon, matem tutmadan ve kayıplarını saymadan terk edip gitmiş Balor'un ardından kaçmış karanlık tayf karşısında ödül veya ganimete ulaşamadan elde ettikleri zaferin mimarı olan ışığın çocuklarının da gidişi ardından yas tutan ıssız bir mezarlık kadar kalabalık ve gürültülüydü .
Pek çok kardeşinin katledilmiş cisminin yası ve katillerinin ölü bedenlerinin sebep olduğu tiksintiyle, başından beridir elleri kolları bağlı olarak hapsedildikleri endoplazmik hücrede tutulan iki oğluna gitmeye uğraşan Samael'i Uriel'in kudretli sesi durdurmuştu.
" Samael gitme zamanı."
Samael dinlemek istemeyip bir adım daha atınca Uriel' ın sesi bir öncekinden daha azametli bir öfke ve buz gibi bir buyurganlıkla çıkmıştı.
" Samael.Gidiyoruz."
Besbelli ki bunun muhatabı sadece Samael değil, geride sağ kalan tüm kardeşleriydi. Samael iradesi emilmiş gibi durmuştu. Ona beklentiyle bakan Bulut'un yüzünde üzüntüyle gezen bakışları çekingen sayılabilecek bir ifadeyle Kayra'ya yönelmişti.
Bulut halen beklentisi olduğu , Kayra ise hiç beklentisi olmadığı halde, Samael Uriel'in önlerinde durduğu gruba katılmış ve gözden yitip gitmişken görünce ortak bir hayal kırıklığına uğradılar.
Ancak Kayra omuz silmekle yetinmiş, enerjisini endoplazmik duvara harcarken, kardeşine bakmadığı için onun üzüntüyle karışık bir hayal kırıklığı içinde yere oturup kaldığını fark etmemişti.
Onun nafile yere gücünü tüketecek kadar kendini paralarcasına aklına gelen her tür olasılığa evet diyecek kadar delirmiş halde etraflarındaki endoplazmik kalkanı kaldırmaya uğraşmaya kardeşi seslenme kadar devam etmişti.
" Kayra, bırak artık.Olmuyor."
" Burada bekleyemem.Irmak' ın yanına gitmem lazım.Bir yolu olmalı."
" Yok işte."
Bulut'un üzgün halinin sebebini bilen Kayra yanına oturmuştu en sonunda. Önüne boş gözlerle bakan kardeşine baktı.
" Benim tarafımı tutmasan burada sıkışıp kalmayacaktın."
Azur mavilikler ona bakmıştı.
" Benim tek tarafım sensin. Sen olsan ne yapardın ki ?"
" Sana zarar verenleri öldürdükten sonra mı?"
Bulut onun gibi gülmeye başlamıştı.
" Psikopat olduğunu hep söylüyordum. Ama o zaman da seviyordum seni. Beni sevmiyorsun diye sinirimi senden çıkarıyordum."
" O çok kusursuz olan yüce varlığına benim gibi kusurlu birini yakıştırmadığından dolayı değil miydi o hallerin yani kibirli pislik ?"
Kayra'nın gülerek omzunu omzuyla dürttüğü Bulut kusursuz beyazlıklarını sergileyen kahkaha atmıştı.
" Başını derde sokup duruyordun ve habire sana kötü şeyler söylüyorlardı. "
" Senin gibi."
" Bana sinirlenip benden öfkeni çıkarmak istersen onlara enerjin kalmaz diye sataşıyordum sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
FantasiaOnlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...