Catherine Jones kendine ayrılan havalandırması çalışmayan odadaki boğucu sıcağı bir parça bile olsa azaltmayan ayaklı vantilator karşısında yatmaktan usanmış halde halsiz hissettiği yataktan kazıdı kendini. Kış ortasında aniden yaz sıcağına taş çıkartan kavurucu rüzgarın camına vurup durduğu ağacın dalları sinirlerini bozmuştu.
Terden sırılsıklam olmuş tişörtünü sıyırıp atarak sırtına yayılarak yapışan terli saçlarını tepesinde toplayıp, duş alamadığı için sinirli halde köşedeki mini buzdolabına depoladığı şu şişelerinden birini açıp, lavaboya eğdiği kafasından aşağı boşaltıp, süzülen suyla ensesini ıslattı.
Bozuk ingilizcesini sararmış ayrık dişlerini gösteren kendince sevimli tebessümüyle sergileyen resepsiyondaki bir deri bir kemik genç adamin çok yakında suların yeniden verileceğini söyleyerek özür dilemesinin üzerinden üç gün geçmişti.
Yanında getirdiği sıvı sabunla koltuk altlarını yıkayıp, temiz ve kuru bir tişört geçirdikten sonra dizüstü bilgisayarına yüklediği fotoğraflara göz attı.La Stampa'nın Barselona bürosuna yollayacağı iç savaşla ilgili yeni haber için en çarpıcı pozları seçerken mide bulantısı baş göstermişti.
Insanlık tarihinin bitmek bilmeyen işkence, cinayet ve katliamla yazılı kandan tarihinde küçük bir ayrıntı olarak yer alacak iç savaşın geçtiği bölgeye sızamayıp , civardaki köylerde ve yerleşim birimlerinde göçebe çingeneler gibi ekibiyle gezerek, ceset peşindeki akbabalar gibi durmadan en çarpıcı resimlerin ve video kayıtlarının peşinde dolaşmak bu kez onu heyecanlandırmamıştı .
Mesleki alışkanlığı gereği duyarsız hale gelen soğuk ve ruhsuz bir kaltak kadar duyarlı gözleri ve benliğini parçalanmış cesetler, iç organları deşilmiş vücutlar, işkence edilmiş, yakılmış , tecavüze uğramış kurbanlar rahatsız etmiyordu. Belki de ruhunu doğarken unutmuşlardı.Vicdanını ise hangi noktada eskimiş bir kıyafet gibi savurup attığını bilmiyordu.
O yüzden ışini yarım bırakıp tuvalete koşarak mide içeriğini bugün üçüncü kez boşaltan mide bulantısı ve bedenini kavuran ateşin psikolojik travmadan ziyade fizyolojik belirti olduğuna emindi.
Catherine Jones ağzını suyla çalkalarken kusmanın neticesinde öğürme refleksi ile yanan boğazındaki yemek borusu gubu nefes borusunun da hapı yutmaya başladığını ciğerlerine göndermeye çalıştığı nefesin boğazının içindeki şişliklere engelli atlama yaparak akciğerlerine ulaşmaya çabalamasından anlıyordu.
Hayatında doğru dürüst grip bile olmayan sağlıklı bünyesi yavaş yavaş etrafındaki insanlarda baş gösteren semptomlara boyun eğmeye başlamış gibiydi. Mentollü bir pastil alarak ferahlık hissi göndermeye çalışıp, solunumundaki tıkanıklığı göz ardı ederken, göğsünün içinde yükselen mırlamaya benzeyen gürültüye kulak tıkadı.
Hepsi kendisiyle beraber video kaydı almak için dolaşan genç David'in suçuydu. Geveze ve komplo teorilerine meraklı beyninde uydurduğu safsataları paylaşıp bilinçaltının içine etmişti. Yaralıların görüntüsünü alırken bilmiş bir ifadeyle kafasını sallamıştı.Sahi ne demişti o ?
" Yakında öldürecek, işkence edecek birilerini de bulamayacaklar ve bu iç savaş saçmalığı kendiliğinden bitip, burada işimiz bitecek. Ne dersin Jones?"
" Çok heveslenme Dave.Al bilyalarını ver topumu küstüm diyecekleri mahalle arası bir dalaşma değil bu."
" Bu da basit bir grip zatürre salgını değil.insanlar patır patır hastalanıyor .Hastanelerde şimdiden yatak kalmamış biliyor musun ? Duyduklarım cidden endişe verici."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
FantasyOnlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...