Mekanik bir düzenek gibi akan zamanın donduğu odadaki ağır aksak nefes sesi şimdiden ciğerlerinin baskıya dayanamayıp, pes edeceğini haber verir gibi yarı fonksiyonlu çalışıyordu. Aldığı her nefes yolu kesilen kaçak bir mülteci gibi geri kaçıp, bir türlü sığınağı olan ciğerlerine ulaşamıyordu sanki.
Boynunun sol yanındaki hayati damar hamileliği ilerledikçe gerilen ve nedense üzerine parıltılı bir toz tabakası üflenmiş gibi görünen pürüzsüz, şeffaf bir ipekli örtüyü andıran teninin altında yol yol kendini belli eden ince ve narin damarları gibi menekşe rengine kesmişti.
Kanı çekilmiş gibi bembeyaz görünen yüzü sıkıntılı bir ifadeyle kaplanan Irmak'ın şakağından çenesine doğru süzülen ter damlacıkları çiy taneleri gibi pırıl pırıl bir rota çizmekteydi.
Bulut adet edindiği üzere kontrol etmek üzere sessizce kızın odasına gittiğinde yanlız bulmayı beklediği Irmak'ın başında durmuş, çözümsüz bir bilmeceyi inceler gibi huzursuz gözlerle kızı izleyen Serap'ı görerek şaşırdı.
Geldiğinden beri ne o Irmak'a yanaşmıştı ne de Irmak onun etrafında olmasından haz ediyordu. Iki kızın arasındaki sessiz gerilim ve hoşnutsuzluk ise en çok Bulut'u bunaltıyordu. Birbirlerini bir diğeri bakmadığı zaman gözlerini kısarak incelemeleri ve kafasından geçirdiklerine emin oldukları art niyetli fikirleri sezmeye çalışmalarını izlemek can sıkıcı bir başka rutin haline gelmişti.
Birbirleri ile adeta köşe kapmaca oynar gibi davrandıkları düşünülünce Serap'ın gecenin bir vakti kızın yatağının dibinde gözünü dikmiş, seyretmesinin neden tuhaf geldiği de şaşırtıcı olmamalıydı.
" Ne işin var senin Irmak' ın odasında ?"
Bulut koluna yapıştığı kızkardeşini Irmak'ı uyandırmamak için hızla odadan çıkartınca sormuştu. Serap şaşkın ve rahatsız olmuş gözlerle kolunu pençe gibi kavrayan eline baktı.
" Sürekli inliyordu. Ağlamaya başlayınca merak ettiğim için gittim. Bir şey oldu sandım."
" Kabus gördüğü için oluyor. Doğru dürüst uyuyamıyor. Uyuduğu zaman da dinlenemiyor. Beyni aşırı yorgun olduğu için kabus görüyor hepsi bu"
" Durumuna oldukça hakimsin bakıyorum."
" Öyle olmam gerekiyor zaten."
" Koluma da pek bir hakimsin ama."
Bulut o an hala kızın kolunu sımsıkı tuttuğunu fark edip, elini çekmişti. Serap canı yanarak kolunu ovuşturunca yumuşak bir sesle konuştu bu kez.
" Özür dilerim. Canın yandı."
Serap kocaman mavi gözlerini onun sonsuzluk gibi derin, ışıltılı hüzmeleri andıran nefes kesici güzellikteki turkuaz ton gözlerine dikti.
" Seni değiştiriyor. Gitgide insani bir tarafın olmuş. Onlar gibi tepki vermeye başlamışsın."
" Altı üstü özür diledim Serap. Bu kadar şok olmana gerek yok. "
" Ben ona değil, gerçekten üzüntü ve pişmanlık hissederek özür dilemene şok oldum Bulut. Önceden de özür diliyordun ama zarif ve kibar bir yapın olduğu ve doğru olanı yaptığın içindi. Oysa şimdi özrünün arkasında gerçek hislerin var. Ve bunları yansıtıyorsun. Cidden enteresan ve beklenmedik."
Bulut inceler gibi gözünü dikmesinden rahatsız olmuştu. Konuyu değiştirip, asıl merak ettiğine odaklandı.
" Neden odasına gitmiştin Serap ?"
" Söyledim ya. Inliyordu ve ağlayınca merak ettim. Ne var bunda ?"
" Ondan hoşlanmıyorsun ve geldiğinden beri yüzüne bakmıyorken endişe mi ettin yani ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kadim Ittifak #wattys2019
FantasyOnlar tarihin yazılmaya başlamasından çok daha uzun zamandır buradalar.Unutuldular . Affedilmediler.Cezalandırıldılar Hesapl aştılar. Araya karıştılar.Fark edilmeden yaşadılar.Ve en eski düşmanları birer birer onları bulup avlamaya başlayınca oyun...