Vefa, her insanın taşıyabileceği ve sırtlayabileceği yük değildir.
(Arsen)Ve ben buna mecburum. Ben ona mecburum
Paketin içinden el yapımı kuklalar çıkınca. Sıraç oğluna baktı oğlunun bu kadar mutlu olduğunu İlk defa görüyordu. Helede böyle basit bir hediye ne kadarda mutlu olmuştu. Sıraç Arsene dönüp elindeki kukla paketini uzatıp "böyle basit hediyeyi kabul etmez oğlum hem mikrop kapar" demesiyle genç kızın gözleri dolmuştu. Çünkü bu hediye onun için değerliydi. Annesi ögretmişti kukla yapamayı. Göz yaşları akmasın diye ne kadar çabalasada engel olamamıştı. Göz yaşlarını elinin tersiyle silip. Adamın elindeki paketi aldı. Tam birşey söylecekken vazgeçip ayağa kalktı arsen. Sıraç ağa ise genç kıza bakmadan oğlunun elinden tutup yanına çekti. Sıraç Arsene bakmadan "çıka bilirsin" diyip oğluna baktı. Onunda arsen den farkı yoktu gözü yaşlı küçük kurê. Sıraç tam oğluna birşey söylemek için hazırlanmıştı ki boran babasından önce davranıp. "kendine gel bav , Senin aldığın şatafatlı hediyelerden güzel" diyip sert bir şekilde odanın kapısını vurup çıktı. Sıraç elini saçlarına atıp ben neyi yanlış yapıyorum diye düşünmeye başladı. Genç kız ise mutfağı bulup içeriye girdi. Konağın bir sürü çalışanı vardı. 2 kadın yemek yaparken diğer kadın da ocağın başındaydı. Arseni fark eden kadınlar arsenin yanına gelip "hoşgelmiş sen adin ne senin" dediklerinde arsen adını söyleyip bir yandan da masanın üstündeki suyuyu bardağa koyup içmeye başladı. O sırada konağın gelini zehirin kapıdan içeri girip "işinize bakın. Kaytarmayın hadi!!!!!" dediğinde kadınlar işlerinin başına dönmüştü. Zehirin Arsene bakıp "sende ayak altında dolanma" diyip başındaki örtüyü düzeltip mutfaktan çıkmıştı. Arsen çalışanlara dönüp "bu kim" diye sorduğunda hazar ağanın karısı, bu konağın gelini efendim "demişlerdi. Arsen kadınlara dönüp" lütfen isimle hitap edin bende sizin gibi biriyim. "genç kız mutfaktan çıkıp konağın merdivenlerinde oturmuş ağlayan Boranı görünce oda yanına oturup" boşver üzülme hem baban haklı. Hadi kalk baklalım süt içme zamanı "diyip ayğa kalktılar. Boranın göz yaşlarını silip eğilip yanağını öptü." hadi dostum süt içip büyüme zamanı ". İkiside gülücükler saçıp mutfağa yol aldılar.
**zehrin kocasın yanına gelip" hazar ağam hazır dadı varken çoçuklar burda kalsa biz tatil mi yapsak "diyip kocasını vereceği cevapı beklemeye başladı. zehirinin tüm derdi. Erkek evlat sahibi olmaktı.doğrsu bu konağa mirasçı bırakmaktı. Üç birbirinden tatlı kızı olmasına rağmen, ve bununla yetinmeyip her defasında erkek evlat istiyordu. Hazar oturduğu yerden kalıp karısının arkasına geçti. "kız vermekten bir işe yaramıyorsun. Çekil önümden. Dua et de anam şuan burda değil. İki gün sonra oda gelecek. Haberin olsun" diyip eşyalarını alıp çalışma odasına sıraçın yanına gitti. Zehirin ise duyduğu kelimeleri sindirmeye çalışırken bir yandan da hanım ağanın buraya gelmesi telaşlandırıyordu. Oda biliyordu cezar ağanın karsı sultan hanım gelirse üzerine kuma getirecekti. Zehirin kuma gelirse dayanmazdı. Ama erkek çoçuk vermese olacaklar buydu. Ve buna karşı gelemez di.
****zehirin akşama kadar odasından çıkmamış bir çözüm yolu arıyordu. Sıraç ise akşam yemeği için masaya oturmuş gelen oğluyla Arsene bakıyordu. Arsen Boranı yerine oturtup.sıraça bakmadan merdivenlerden çıkıp odasına girdi. O bir çalışandı. Gidip onlara birlikte oturup yiyemezdi. Bu yüzden odasında oturup karın açlığını unutmaktı. Sıraç evin çalışanı Ayşe ablayı yanına çağırıp kulağına "arsen odasında. Yeni geldiği için bilimiyor. Söyle yemeğini yesin.şimdi git" diyip yemeğine devam etti genç adam. Emir vermek onun işiydi., kalp kırmak onun için çok kolaydı. Taş kalpliydi. Kimseyi sevemezdi. Boranın annesini de anası sayesinde evlenmişti. Anasının ısrarlarıyla kabul etmişti.****atsen odasına gelenle yaptığı yerden doğrulup gelen Ayşe ablaya baktı. "efendim Ayşe abla"
"gel kızım yemek ye bizimle." demesiyle arsen başını olumsuz anlamda sallayıp "ben aç değilm Ayşe abla teşekkürler" demesiyle Ayşe kadın kapıyı örtüp çıktı. Arsen de boran yemeğini yemiştir diye düşünüp odasından çıkmasıyla sıraç a çarpması bir olmuştu.
"kusura bakamayın sıraç bey. Sizi fark etmedim." demişti mahçupca . Sıraç ise onun gibi kibar, demeyip "önünü görmeyen birine, oğlumu emanet etmişim. Kovulmak istemiyorsan gözünü aç" diyip kızın omzuna omzunu sürtüp hızla odasına çekilmişti. Arsen katlanmak zorundaydı. Eğer şimid istifa edip giderse gidecek bir yeri yoktu. Bu işe mecburdu.burda kaldığı sürecede susmak zorundaydı. Biliyorduki o ağa bozuntusuna çok şey diyecekti, küfredecekti. Ama susmak zorundaydı. Düşüncelerini bi kenara atıp konağın büyük merdivenlerden aşağı indi. Boran arseni görünce yanına gitmişti. Cezar ağa oturduğu yerden genç kıza kötü bakışlar atarken. Arsen ise umursamayıp Boranın elini tutup odasına çıkartı. Geceliklerini çıkartıp borana uzatı. "dişler fırçalansın, gecelikler giyilsin." diyip Boranı banyoya götürüp dış fırçasını eline verdi.**boran uyuyunca Arsen de odasına gidip. Saatini kurup gözlerini bir sonraki yarına kapatı.
Bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin Çıkmazı
Подростковая литератураMARDİN🔺 Seni affedermi? , seni severmi? Söylediklerini duymazdan gelebilirmi?