Mardin Çıkmazı

45 🌸Bölüm

Sıraç mekana oğluyla girerken, sultan hanım da sıraçın içeriye girmesini bekliyordu. Bugün oğlunun en mutlu günüydü. Ne kadar annesinden gizlese, ve sultan hanım bu durma kızsada evlatdı. Sultan hanımın gözünden suzülen yaşlar kıyafetini ıslatırken "oğlum benim, horzanım" diyerek iç çekti. Gözü kapıda olan zehrin, sıraçın içeri girdiğini görmesiyle sultan hanıma dönüp "ana, Sıraç girdi." dediğinde sultan hanım hemn arabadan indi. Eliyle baş örtüsünü düzeltip yavaş adımlarla zehirnle içeriye girdi. İçerideki atmosfer, dans eden insalar ve gülüp eğlenenler arasında horzanı görmesiyle gözlerindeki yaşa engel olamamıştı. Şimdilik kenarda seyrederken müzik sesi susmuştu. Gelin taraf olması gerek ki. Yüksek sessle "horzan hani anan oğul, sizden kimse gelmemiş bu nasıl nikah, abinle olmuyor, abin yetmez oğul, eğer kızımla evlenmek istiyorsan ananı da al gel" dediğinde bütün herkes dağılmaya başlarken horzan abisine bakıyordu, şaşırmıştı, böyle demesini beklemiyordu. Sıraç tam birşey diyecekken sultan hanım adımlarını onlara doğru çevirip bütün heybetiyle yürümeye başladı "anası burada" diyip az önce laf diyen kadına doğru dönüp "buradaydı da. Bi eksiğimiz olmadığına göre artık başlasın düğün" dediğinde horzan, annesine doğru gelip "ana,..." diyip sustuğunda horzanı görmezden gelip gelinin yanına gitmişti. Ayşegül horzan bakıp elini tutup elini öptü. Sultan hanım çantasında çıkarttığı 5 i biryerdeyi gelinin boynuna takıp, altın kemeri de beline doladı. Zehrinde eltisine 4 tane tam altın takıp sarıldı. Sultan hanım "bundan sonra bende seni bir ananım. O yüzden horzanıma iyi bak" diyip elindeki cezar aşiretinin simgesini boynuna takıp kalabalığa döndü, Sıraç olanları izlerken, horzan gözleri dolmuş, annesine bahçupdu.
Sultan hanım "bundan sonra gelin kızım, bir cezar aşiretindendir." diyip zehrine döndü. "gidelim" diyip horzan bakmadan çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Horzan anasının önünü kesip "ben hata ettim ana, sırf babama deresin diye sa demedim ana . Ama şuan yanımda olduğunu bildiğim için çok mutluyum ana" diyip elini tuttuğunda "bak oğlum, Bi anne gibi davrandım, takımı taktım gelinime, bahçup etmedim seni , ben biii anne gibi oldum. Neyse görevim yaptım. Bana demediyesen vardır Bi sebebin, şimdi git ve eğlenen oğlum" diyip arkasını dönüp gitmeye başladı. Sıraç horzanın yanına gelip "hadi horzan, birazdan başlar nikah,dopla kendini " diyip horzanın koluna girdi.

Horzanın içinde pişmanlık vardı, Ayşegül horzanın yanına gelip "üzme kendini,lütfen diyip" horzana sarılıp ona destek olmaya çalıştı.......
Nikah normale dönmesiyle eğlence devam etti. Sıraç Bi koşede oturmuş yanına gelen diğer aşiretlerle sohbet ederken biyandanda gözü borandaydı.

Arsen uzandığı yataktan kalkıp odasından çıktı. Tersa çıkıp derin nefes aldı, terlemişti, Sanki nefesi daralıyor, nefes alamıyor gibiydi. Eliyle ateşine baktığında, ateşi vardı. Üşütmüş olmalıydı. Arsen koltuklardan birine oturup hava almaya çalışırken Mardinin renkli manzarasını izlemeye başlamıştı.

Ne kadar tuhaftı onun için herşey, Bi mardin nasılda hayatını değiştirmişti.
Önce Ömeri öğrenmiş sonra patronuna aşık olmuştu. Ferzanın son anlatığı şey de gizli belgelerin ortaya çıkması, ömerin el izni ört bas edilmesini öğrenmişti. Hayat farklı şekilde kartlarını çıkartıyordu, al bide buradan bak diyordu. Arsen bacaklarını kollarıyla sarıp titreyen bedenini sarmaladı. Gözlerinin içi yanıyordu resmen Arsen gözlerini kapatıp gözlerinin yanmasını engellerken uyuya kalacağını bilmiyordu.

Bikaç saat sonra

Sultan hanım çoktan gelmiş direk odasına geçmişti. Bi kaç saat sonra kucağında uyuyan boranla sıraç girmişti konağa, Sıraç boranı yatağına bırakıp, üzerini örtükten sonra odadan çıkıp Arsenin odasının önüne geldi. Neden bilmiyordu ama onu görmek istemişti., kalbine engel olmak istese bile kalbi sıraçın bile dinlemiyordu. Sıraç yavaşca kapıyı aralayıp içeriye girdiğinde Arsenin yatağına baktı ama yoktu. Sıraç daha da içeriye girip banyo kapısını tıklatı. Ama orada da yoktu. Sıraç Arsenin nerede olduğunu düşünürken aklına yine terasta olabileceği gelmişti. Sıraç odadan çıkıp terasın merdivenlerinden hızla çıkıp tersa baktığında iki büklüm olmuş arseni görünce yanına yaklaşmıştı. Sıraç arsene Bi kaç kez seselendğinde arsbeşn uyduğunu anladı. Sıraç arseni kucağına almak için dokunduğunda ateşinin olduğunu anlamasıyla hızla kucağına alıp kendi odasına götürdü. Sıraç endişelenmişti. Arseni yatağa bırakıp hızla dolaptan kıyafet alıp genç kızın yanına geldi. Terlemişti, ve ateşi vardı. Çok giyinmemesi gerekiyordu. Sıraç arseni doğrultup üzerindeki badiyi çıkartıp elindeki çıkartacaktı kii tekrar ateşine baktı ılık bir düş alması gerekiyordu..............

İyi okumalar