Boran camdan sızan güneşle huysuzlanarak uyandığında babasının yanında uyuduğunu gördü. Boran oflayarak babasını dürtmeye başladı. "bav uyan, ben büyüdüm, çoçuk değilim daha" diye dürterken sıraç uyanıp hızla oğlunu altına alıp "demek büyüdün küçük kure" diyip gıdıklamya başladı. Kahkahalar konağı doldurmuştu. Belki mutluluğun ne olduğunu, neler hissettirdiğini bu konağın duvarları şahit olur. Çünkü mutluluk buydu. Gülerken yaşaran gözler, karnında kelebekler uçuşması ve büyüyen gözler. Boran ve sıraç dışında kim mutlu bu konakta? Sadece mutlu olmak için mutluluğu öğrenmeye çalışanlar var. Nasıl zehrin kocası ve çoçuklarıyla yeni bir sayfa açıyorsa, o zaman mutluluk çok uzakta değil. Belki yıldızlar kadar uzak ama bir nefes kadar da yakın
*****
Arsen dün geceden beri uyuyamamış, sürekli düşünüyordu. Erkenden duş alıp üzerini değiştirdi. Sıraça nasıl davranacağını bilmiyordu. Onu görünce ne yapacaktı.??? Neden bukadar düşünüyordu??? İşte bu soruların cevabını ben biliyorum, ne kadar kalbini susturmaya çalışsada ben burdayım diyen bir kalp görüyorum. Yüreği, kalpi kilitli kadın, bu kadar sıkıntı, olaylar ve çektiğin her bir zorluğu kenara at ve deki ben mutlu olmak, gülmek istiyorum de. Tabi bunları ben diyorum. Arsen bak ve gör artık, kabullen bazı şeyleri, bu sevdadır.. Sevda ateşi sönmeden, yan, gerekirsen kül ol savrul, ama yan dene,bırak kendiniArsen düşünceler içinde kaybolurken odasının kapısı çaldı. Arsen çalan kapıyla kendini toparlıyayıp , gel dedi " içeriye giren boranla sıraçı görünce oturduğu yerden kalktı. sıraça bakmadan borana döndü" hoşgeldin, sanki biraz erkenci gibisin "dedi gülerek. Boran arsene" babam perdeyi açık bırakmış, onun yüzünden güneş vurdu "demişti bilmiş bilmiş. Sıraç oğlunu kucağına alıp" demek benim yüzümden küçük kure , senle sonra görüşeceğiz. "diyip oğlunu yere indirdi. Sıraç arsene bakıp borana" kure sen git konağın sultanını uyandır "demesiyle Boran o iş bende bav" diyip koşarak gitmişti. Sıraç arsene yaklaşınca Arsen sanki biri onu çağırmış gibi "sıraç zehrin hanım beni çağırdı galiba" diyip hızla odadan çıkmıştı. Genç kızın bu tavrı sıraçı güldürmüştü, ne güzelde heyecan yapmıştı öyle.
sıraç arsenin arkasından çıkıp konağın merdivenlerinden inip salona geçti. Sultan hanım boranla, ve zehrinin kızlarıyla oturuyordu. Cezar ağayla hazarın işlerinden dolayı bütün sorumluluk sıraçın üzerine kalmıştı. Kahvaltıdan hemen sonra şirkete geçeçekti. Ama nedensiz bir şekilde gitmek istemiyordu , helede dün akşam arseni öpmüş olmasından dolayı arsenin kendisinden kaçmalarıyla uğraşacaktı. Ama yarın horzanın düğününe gidecekti bu yüzden şirketteki işleri halettmesi gerekiyordu.
Sıraç sultan hanımın yanına oturup "ana benim biraz şirkete işlerim var, öğleye beklemeyin beni.""tamam oğul, torunlarımla alışverişe gidelim dedik" demesiyle sıraç "dikkat edin ana, çok geç kalmayın, borana da oyuncak alınmıyor" dediğinde Boran hemen babasına dönüp "ama bav"
"ama yok kure, büyüdün artık sen hem amcanın aldıklarıyla oyna" diyince Boran babasının yanına gidip "tamam bav," diyip sıraçın kulağına yaklaştı "Arsen ablaya hediye almak istiyorum para verebilirmisin" dediğinde sıraç eline cebine atı....
Arsen boranın odasını toparlayıp mutfağa indi. . Bir şeyler atıştırıp terasa çıktı, biraz dinlenmek istiyordu hem bedenen hem ruhen yorulmuştu. Arsen adımlarını tersa doğru çevirip, Mardin'in manzarasına bakmaya başladı. Sultan hanım ve çoçuklar çıkınca konakta çalışanlardan başka kimse kalmamıştı. Arsen koltuklardan birine oturup aklına en son burada hamakta uyuya kaldığında avuçunda annesin kolyesiyle ve üzerinde sıraçın çeketiyle uyanmıştı. Yüzünde kocaman bir tebessüm oluşmuştu. Arsen telefonun çalmasıyla hırkasının cebinden telefonunu çıkartıp arıyana baktı. Arıyanı görünce açıp açmamak konusunda kararsız kalmıştı, hangi yüzle açacaktı. Davetde olanlardan sonra.......
Not ***************************
. Öncelikle bundan sonra bölümler sizi bekletmeyecek artık. İleriki bölümü yazdım bittirdim sadece sizin okumanıza ve yorumlarınza göre hemen paylaşacağım. İyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin Çıkmazı
Teen FictionMARDİN🔺 Seni affedermi? , seni severmi? Söylediklerini duymazdan gelebilirmi?