11. Bölüm 🗝️

9.7K 346 14
                                    

Cezar konağında yemekler yenmiş. Çaylar içilmiş herkes odasına geçmişti. Arsen Boranı yatırdıktan sonra ömerin terasta oturduğunu görünce yanına gitmişti. Ömer arsenin yanına geldiğini gördüğünde hemen kendini toparlayıp gözünden akan yaşı sildi. Ömerin ağladığını farketmişti. Neden ağladığını bildiği için sadece susup "her zaman yanındayım" diyip eliyle ömerin omzunu sıvazladı. Ömerle arsenin acısının ortak yanı ikiside aynı arabada babasını kaybetmişti. Ömer annesini 6 aydır kaybetmişti. Acısı daha çok tazeydi. Arsenin de yanaklarından süzülmesiyle ömer arseni kendine çekip "İyiki varsın kardeşim. Kan bağımız yok ama en güzel bu şekil olur ancak" diyip mardinin manzarasını seyretmeye başlamıştı. Arsen burnunu çekip "sende öylesin. Anca bu kadar güzel abi oluna bilir." diyip oda mardinin manzarasına bakmaya başladı.

arsen Ömere dönüp erken kalkmak zorundayım sana iyi geceler Ömer diyip yanından ayrıldı. Arsen odasına girdiğinde koltukta oturmuş sıraçı görmesiyle şaşırmıştı. Bu saate burda ne işi vardı bu adamın

" sıraç bey"

"kusura bakma sevilinden sonra beni görmek istemezdin ama yarın Boranı alıp erken çıkacam. Akşama geleceğiz. O yüzden sabah daha erken kalk Boranı hazırla" diyip oturduğu yerden kalkıp kapıdan çıkacakken arsen hemen "ömer benim..." daha lafını bitirmeden genç kız , sıraç çıkıp gitmişti. Genç kız bi açıklama yapmasını beklemeden çekip gitmişti. Zaten sıraçın yaptığı tek şey yargısız infaz dı. Başka birşey bildiği yoktu . Arsen yatağına uzanıp düşüncelerle gözlerini kapatı.

Sabah sıraç erken kalkıp dolabını açıp takımını çıkartıp. üzerine giydiği lacivert takım onu oldukça karizma kılmıştı. Beliki özel bir yere gidiyordular. Sıraç hazırlanıp oğlunun odasının önüne geldiğinde kapıyı aralayıp içerideki kadının güzelliğini süzmeye başladı. Arsen Boranı giydirmişti. Boran da babası gibi takım giymişti. Beliki boran istemişti babasının takım giymesini çünkü arsene "babama dedim oda giyecek. O bana verdiği sözü tutar. arsen abla sence hangi çicek daha güzel ;papatyamı yoksa menekşemi" diye sorduğunda arsen hiç düşünmeden "bence menekşe güzel" diyip boranın yanağına makas aldı. Soraç onları öylece seyrederken boranın babasını Fark etmesiyle sıraç daha yeni gelmiş gibi içeriye girdi. Arsen genç adamın ne kadar karizma olduğunu görünce vay dedi içinden ama sanki içindeki dışa kaçmıştı. Yani sıraç onun vay dediğini duymuştu buda onu sırtmasına neden olmuştu. Sıraç borana dönüp. "hadi benim küçük kurêm sen arabaya geç ben geliyorum." demişti. Boran odadan elindeki menekşeyle koşup gitmişti. Sıraç Arsene yaklaşacakken aklına akşam ömerle sarmaş dolaş halleri geldiğinde birşey demeyip odadan sinirle çıkmıştı. Ne yani sıraç arseni kıskanmış mıydı?

Sultan hanımda erkenciydi. Sıraçın gitmesine fırsat bilip hemen arsenin yanında bitti. Arsen boranın odasını topluyordu arada birde yastığını kokluyordu. Mis gibi kokuyordu. Bir anne edasıyla bir kez daha o güzel kokuyu çiğerlerine çekiyordu. Arsen borana çok alışmıştı. Onun sesini, onun kokusunu histemeyince bi tarafı eksikmiş gibi oluyordu genç kıza. Arsen boranın yastığını yerine koyup unuttuğu birşey varmı diye odayı süzmeye başladı. Gözleri Sultan hanımın gözlerini bulunca biraz gerilmişti.

"bu odaya bidaha dokunamayacaksın. Hata biraha borana ait olan eşyalara da dokunamayacaksın. Ben senin yerinde olsam bidaha bu odaya adım atmam."

"ama ben dadısıyım sultan hanım. Bu odaya girmek zorundayım."

"sakın bana bidaha cevap verme Anladınmı beniiiiii!!!!!!!!!" diğe bağırmasıyla genç kızın gözleri dolmuştu. Ama ağlamak istemiyordu. Güçlü durmak zorundaydı. Annesi ne demişti genç kıza "Ne Ezil Nede ez kızım" demiş. Arsen başını dik tutup "özür dilerim ama benim patronum sıraç bey" diyip hızla odadan çıktı. Sultan hanım ise sinirden kudurmuş bir haldeydi. "zehirin" diğe bağırıp ismini söylediğinde . Zehirin duyduğu sesle kendine çeki düzen verip kaynanasının yanına gitti.
Hayat bu konakta ki 3 kişi hariç herkese 0 1 yenilgiyle başlamıştı. Herkesin koktuğu biri vardı. Herkesin itaat ettiği biri vardı. Bi cezar ağın ittat ettiği biri yok çünkü onlar ona ittat eder . Bir diğer kişide arsendi. Onunda ittat edeceği kimsesi yoktu. Üçünü de sıraçtı. İttat etmwk ona göre değildi ittat ettirmekde on tersti.

Arsen aşağıya indiğinde Hazar beyin çoçuklarına bakmadan kendini koltuğa atmıştı. Güzel ağlayarak kardeşlerinin elini tutu. "sziden neferet ediyoruz" diyip gitmişlerdi. Bu küçücük çoçuklar bireylerin bedelini ödüyordular sırf erkek evlat vermedikleri için anna babası onlara kötü davranmak zorunda değildi. Arsen bir hişımla gördükleri karşısında hızla merdivenleri inip Hazar beyin yanına geldi. Ne olacaksa olsun diyip elini gşdwn çoçuklar doğru sallayıp
"siz nasıl anne babasınız yaa aklım almıyor. Giden çoçuklar sizin hatalarınızın bedelini ödemek zorunda değil!!!! . Erkek evlat verince baba olunmuyor. Yada çoçuk doğurunca. Babalık, annelik öyle kolay birşey değil. Sadece isimde kalmıyor onu çoçuğunuza yansıtacaksınız hazar bey.!!! Yansıtacaksınız. "demesiyle yanağında hisetiği acıyla yüzü yana savruldu genç kızın. Hazar parmağını genç kıza doğru sallayıp" bidaha beni yargılama "
Diğer bölümden devam.....

Mardin Çıkmazı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin