Yirmi bir yaşındaki Rosé başına gelen trajediler yüzünden içinde bulunmak zorunda kaldığı hayatı reddedince ilk bulduğu uçak biletiyle Amerika'ya gider ve sonu olmayan, varış noktasını kendisinin bile bilmediği bir otobüs yolculuğuna çıkar.
Çıktığı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
&
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
➰
Lisa saçındaki tutamlardan birini tutmuş, yaklaşık on dakikadır kıvırıp duruyordu. Bakışları omzumun üzerinden kahvelerini almak için sıra bekleyen insanların üzerinde dolaşırken ona başımı sallayıp buzlu kahvemi aldım ve pipeti dudaklarım arasına yerleştirdim.
"Sadece normal birisi işte Lisa. Neden bu kadar abarttığını anlayamıyorum."
"Tanrım! Bu dünyaya ait olamayacak kadar seksi olan bu varlığa nasıl normal bir insan diyebilirsin ki?" derken büyülenmiş çıkan sesi benimde bakışlarımı o tarafa doğru yönlendirmeme neden olmuştu.
Bahsettiği çocuk, kasada ücretini ödeyip kahvesini alırken baristaya gülümsüyor ve muhtemelen teşekkür ediyordu.
Uzun boylu, buradan görebildiğim kadarıyla kumral ve yeşil gözlü birisiydi. Her ne kadar bunu Lisa'ya belli etmemeye özen göstersemde gerçekten her kızı etkileyebilecek derecede muhteşem bir görüntüsü vardı.
Lisa'ya dönerek, söylediklerini kabul ettim. "Evet, çok seksi. Ne olmuş yani?"
Çocuk kapıdan çıkıp kafeden uzaklaşırken Lisa bir hışımla bana doğru döndü ve kocaman açılmış gözleriyle birlikte, "Sana inanamıyorum Rosie!" Diye mırıldandı.
Ona karşılık olarak sadece omuz silkmekle yetindiğimde, "Dalga mı geçiyorsun sen benimle?" Diye söylendi.
"Eski sevgilinden ayrılalı daha bir hafta bile olmadı Lisa."
"Ne olmuş yani bir hafta bile olmadıysa, yeni yollara yelken açmanın nesi kötü?" Dedi ve keskin bakışlarını yüzüme odaklarken ekledi, "Ayrıca, ne yapmamı bekliyordun ki? Ondan ayrılalı daha bir hafta bile olmadı diye kendimi odalara mı kilitleyeyim, eve kapanıp depresyona mı gireyim?!"
Tanrım... Ben kesinlikle onu yenebilecek kadar sabırlı olan o insan değildim. Tüm bu uğraşlarım, boşu boşuna bir çabadan ibaretti sadece.
