1.4

2.3K 269 49
                                    

&

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

➰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

JUNGKOOK

Hastaneye geldiğimizde bir an için nefesimin kesileceğini hissettim. Boğazım tıkanmaya başladı, sanki nereden çıktığı belli olmayan kara, kasvetli bir duvar sardı etrafımı.

Girişte öylece durup kollarımı iki yanımda sallandırarak adım atabilmeyi bekledim.

O an geri dönmeyi bile düşünecek bir hale gelmiştim ki bileğimde Rose'un dokunuşunu hissettim.

Bakışlarımı hızlıca ona doğru çevirdiğimde gözlerinde beni cesaretlendirmeye yetecek kadar güzel olan o umut ışığını fark etmememe imkan yoktu.

Öyle güzel gülümsüyordu ki bir an için karşısında eriyip gideceğimi düşündüm. Gülüşü büyüleyiciydi.

Sarıya yakın bir rengi olan saçları karışık bir örgü halinde sağ omzunun üzerinden uzanıyordu. Lastik tokadan kaçıp kurtulan birkaç tel onu rahatsız edebilecek bir şekilde yüzüne doğru dökülmüştü.

Ona doğru uzanıp yumuşak bir hareketle onları yüzünden çekmek ve geriye atmak geldi ancak yapamadım.

Tanrım... Ben böyle saçmalıklar yapmazdım ki. Bu ben değildim. Bir an önce bu saçma sapan çekimden kurtulmam gerekiyordu.

Bileğimdeki nazik dokunuşları bir anda kaybolurken, "Merak etme," diyerek güven verici bir sesle mırıldandı. "Her şey yoluna girecek."

Ama Rose tanıdığım diğer kızlardan çok farklıydı işte. Tam da bu sebepten ötürü aramızdaki bu bağı öylece koparıp atmam her geçen gün daha da zorlaşıyordu.

Ona karşı hafifçe gülümsedim. Birlikte içeri girip asansöre bindik ve üçüncü kata çıkıp babamın odasına doğru ilerlemeye başladık.

Ben attığım her adımda geri dönüp hastaneyi terk etmeyi düşünürken Rose anlayışlı bir sesle, "Ben seni burda beklerim." Dedi ve koridordaki bekleme koltuklarını işaret etti.

𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin