0.7

2.5K 239 53
                                    

&

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

➰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Otobüsten koşar adımlarla indiğimde dakikalardır telefonlarını açmamama rağmen hala ısrarla aramaya devam eden Lisa'yı daha fazla oyalayamayacağımı bildiğim için hızlıca arama tuşuna basıp telefonu kulağıma götürdüm.

Tanrıya şükürler olsun ki o aramaya başladıktan sadace on dakika içerisinde mola vermiştikte, en yakın arkadaşım kontrol edilemeyecek bir boyuta ulaşıp, daha fazla çıldırmadan önce ona geri dönüş yapabilmiştim.

"Aman tanrım, Rose! Sonunda açabildin şu lanet telefonunu!"

Kulaklarım Lisa'nın yüksek sesiyle inlerken ister istemez telefonu kulağımdan geriye doğru çektim ve o cümlesini bitirene kadar eski haline getiremedim.

"Sakin ol Lisa, sadece aramanı yanıtlayabilecek kadar müsait bir ortamda değildim."

"Müsait bir ortamda değil miydin? Tanrım, şimdi çıldıracağım gerçekten!" Dedi ve derin bir nefes alıp öfkeli çıkan sesiyle devam etti. "Burada benim ne kadar endişelendiğimi, merak ettiğimi biliyor musun sen?! Sırf sen müsait olmadın diye bana bunları yaşatmaya hakkın olduğunu mu sanıyorsun yani?!"

Pekâlâ. Bu konuda haklı sayılırdı. Ona en son havalimanındayken üstünkörü bir mesaj atmış ve durumu kısaca özetleyip bir süre boyunca yalnız başıma bir tatile çıkacağımı söylemiştim.

Ama bunun üzerinden ona cevap hakkı bile tanımadan telefonumu uçak moduna almış ve bir daha da hiç açmamıştım.

Neden bilmiyordum ama, ordan getirdiğim anıların yeniden zihnimi bulandırmasını veya hiç istemediğim bir şekilde hatıralarımda can bulmasını istememiştim işte.

Bir defalığına da olsa, hiçbir şey düşünmek zorunda olmadığım, sorumluluklarımı arkamda bırakabildiğim, sadece zihnimi ve ruhumu toparlayabileceğim, arındırabileceğim bir yolculuk olsun istemiştim.

"Haklısın Lisa, haklısın ama..."

"Ama ne Rose? Ama ne?! Kaç gündür sana ulaşmaya çalıştığımdan haberin var mı senin?" Sesi çatlamaya başladığında gerçektende onu bu kadar çok meraklandığım için ister istemez içimi kötümser bir huzursuzluk kaplamıştı. O bunu hakeden bir arkadaş değildi. Aksine, o benim en yakın arkadaşımdı.

𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin