&
➰
Konuştuğumuz tüm o geçmişe veya geleceğe takılıp kalma, anı yaşama olaylarından sonra ikimizde garip bir sessizliğe bürünmüş ve bir süre boyunca hiç konuşmadan manzaranın tadını çıkarmaya devam etmiştik.
Sonrasında ise işler daha da garipleşmiş ve bir anda, herhangi bir işaret olmadan veya gök gürültüsü duymadan yoğun bir sağanak yağışla karşı karşıya kalmıştık.
Yağmur bir anda bastırdığında hızlıca yaslandığım yerden doğruldum ve arabaya doğru koşmak için hareketlendim ancak birden bire kolumdan tutulup durdurulduğumda olduğum yerde kalmak zorunda kaldım.
"Ne yapıyorsun Jungkook?!"
Öfkeyle Jungkook'a doğru döndüğümde tam neden kolumu tutup beni durduğunu soracaktım ki onun benim aksime hiç bir şekilde yağmurdan veya ıslanmaktan kaçınmak gibi bir niyetinin olmadığını gördüm.
Hala öylece kaputa yaslanmış bir şekilde duruyor ve... Gülümsüyordu.
Gülümsüyor muydu?
Tanrım, şu anda tam olarak göğün dibi delinmiş gibiydi. Ve biz tüm bu sağanağın ortasında iç çamaşırlarımıza kadar ıslanıyor, hastalığa davetiye çıkarıyorduk ancak o hala gülümseyebiliyordu.
"Derdin ne senin?!" Diye çıkıştığımda gülüşü daha da büyürken, "Alt tarafı yağmur yağıyor Rosie." Dedi.
Alt tarafı yağmur mu? Tanrım! İkimizde sırılsıklam olmak üzereydik ve o hala alt tarafı yağmur mu diyordu yani?
Sanki yağmurdan korunmanın bir faydası olacakmış gibi ellerimi başımın üzerine doğru siper ettiğimde benim bir şey söylememe izin vermeden birden bire yaslandığı yerden doğruldu ve hiç beklemediğim bir şey yaparak arabanın üzerine çıktı.
Ben şaşkınlıkla ona bakıp amacının ne olduğunu anlamaya çalışırken o arabanın radyo antenine değmemeye dikkat ederek elini bana doğru uzattı ve, "Gel hadi" diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKook
FanfictionYirmi bir yaşındaki Rosé başına gelen trajediler yüzünden içinde bulunmak zorunda kaldığı hayatı reddedince ilk bulduğu uçak biletiyle Amerika'ya gider ve sonu olmayan, varış noktasını kendisinin bile bilmediği bir otobüs yolculuğuna çıkar. Çıktığı...