&
➰
O sabah yataktan kalktığımda her şey oldukça normal gibiydi. Duşumu almış, kahvaltımı yapmış ve her zamanki gibi annemin gece eve gelmemiş olmasına şaşırmadan evden çıkmıştım.
Daniel yine dün gece ona attığım mesajları görmemiş ve aramalarımı yanıtlamamıştı. Bilerek yaptığını biliyordum. Bana öfkeli olduğunu, tüm sinirini beni görmezden gelerek çıkarmaya çalıştığını...
Ancak bende ona öfkeliydim. Barışmak için, özür dilemek için ilk adımı atması gereken kişi oyken hala ben onun peşinden koşuyordum.
Tanrım, ona karşı öyle aptaldım ki yaptığı tüm o iğrençliklere rağmen yinede ondan vazgeçemiyordum işte.
Okula geldiğimde sonunda onunla konuşabileceğim için sevinsemse Daniel'in hala okula gelmediğini farketmiştim.
Ardından ister istemez bu konuşmayı okuldan sonraya ertelemek zorunda kaldığımda vakit kaybetmeden Lisa'yı aramıştım ancak aksi gibi o da telefonlarımı yanıtsız bırakmıştı. Bugün herkesin benimle bir derdi vardı galiba.
Koridor'a girdiğimde programımdaki derslerimin kitaplarını almak için dolapların önüne doğru ilerlerken garip bir şekilde çevremdeki herkesin bakışlarının benim üzerimde olduğunu hissetmiştim.
Bu durumun geçen hafta yaşananlarla bağlantılı olup olmadığını anlamak güçtü doğrusu. Kim bilir yine ne dedikodular dönüyordu?
Ama yinede, bugün bazı şeylerde belirgin farklılıklar da vardı. İlk defa o her zamanki aşağılama dolu bakışlarının yanında acıma duygusunu da görmüştüm.
Neler olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ancak dolapları es geçerek direk sınıfa doğru ilerlemeye başlarken içimden bir ses bir an önce Lisa'yı bulmam gerektiğini söylüyordu.
Neyseki öyle de olmuştu. Tek bir farkla, Lisa'yı sınıfta değilde kızlar tuvaletinde ağlarken bulmuştum.
"Lisa? Tanrım... Neler oluyor? Ne bu halin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKook
FanfictionYirmi bir yaşındaki Rosé başına gelen trajediler yüzünden içinde bulunmak zorunda kaldığı hayatı reddedince ilk bulduğu uçak biletiyle Amerika'ya gider ve sonu olmayan, varış noktasını kendisinin bile bilmediği bir otobüs yolculuğuna çıkar. Çıktığı...