&
➰
Soğuk su ikimizi de iç çamaşırlarımız içerisinde sırılsıklam bırakırken hiçbir şey söylemesine izin vermeden başımı eğip ıslak göğsüne yasladım ve hala boynunda duran kollarımı sıklaştırdım.
Konuşmaya başladığı an sanki benden uzaklaşacakmış, aramıza aşılması imkansız, kapkalın duvarlar örecekmiş gibi hissediyordum.
Bu şu anki durumumuzda olmasını istediğim son şey bile değildi.
Ona söylediğim sözlerin üzerinden sessizlik içerisinde birkaç dakika geçti Ancak neyseki beklediğim şey olmadı. O da bana uyup sessiz kalmayı tercih ettiğinde çenesini kafama yasladı ve ıslak vücutlarımızı tamamen bir bütün haline getirdi.
O an, hayatım boyunca ilk defa bu kadar tamamlanmış hissettim kendimi.
İçimde bir şeyler devrildi. Kalbimdeki bir türlü susmak bilmeyen çığlıklarım sessizliğe karıştı.
Düşüncelerim tekin değildi ancak yinede mucizelere inanmak istiyordum. Küçük, küçücük bir mucize olsun istiyordum sadece.
Konuşmak istemiyordum. Devam etmek, acı çekmek istemiyordum. Gitmesini, kendini geri çekmesini istemiyordum.
Ancak hislerimi bilmesine izin vermezsem asla ortak bir sonucu varamayacağımızın da farkındaydım.
En azından bunu inanmak istediğim o küçük mucizeye borçluydum.
Boşluğun bataklığında nefes almaya çalışan bedenlerimiz vardı ancak buna rağmen izin vermeliydim. Yaşamaya devam etmek isteyen ruhumu özgür bırakmalıydım.
Sessizlik ikimizin arasında bir çığ gibi büyüse de daha fazla kendimi tutamayıp bir anda, "Korkuyorum." Diye fısıldadım.
Acının beni susturmasına izin vermek istemiyordum.
"Seni kaybetmekten korkuyorum."
Bir süre sessizce birbirimizi izledik. O sustu, ben sustum. Sadece gözlerimiz konuştu. Söylemek isteyipte söyleyemediklerimiz, birbirimize karşı olan hislerimiz, öfkemiz, arzumuz, tutkumuz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKook
FanfictionYirmi bir yaşındaki Rosé başına gelen trajediler yüzünden içinde bulunmak zorunda kaldığı hayatı reddedince ilk bulduğu uçak biletiyle Amerika'ya gider ve sonu olmayan, varış noktasını kendisinin bile bilmediği bir otobüs yolculuğuna çıkar. Çıktığı...