1.7

2.3K 271 54
                                    

Herkese merhabalar.

Bu bölümü diğer bölümün oy sınırı dolmadan yayınlıyorum ancak aynı şey bu bölümde de olacak olursa yeni bölümü ne zaman yayınlarım gerçekten bilmiyorum 😔 Hikayeyi 100 küsür kişi okuyupta sadece 40 küsür kişi oy verdiği için bu konuda biraz üzülüyorum açıkçası.

Ben elimden geleni yaparak olabildiğince seri bir şekilde bölüm paylaşmaya çalışıyorum ancak eğer sizde bu hikayeyi seviyorsanız lütfen bana destek olmayı unutmayın. Şimdiden bu bölüme ve bundan sonraki bölümlere oy verecek olanlara teşekkür ediyorum, herkese keyifli okumalar 💕

 Şimdiden bu bölüme ve bundan sonraki bölümlere oy verecek olanlara teşekkür ediyorum, herkese keyifli okumalar 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

&

➰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Araba kasisli bir yolun üzerinden geçerken sarsıldığında yavaşça gözlerimi araladım. Ne zamandır uyuduğumu bilmiyordum ancak güneş doğmuştu. Saat 8 veya 8 buçuk civarında olmalıydı.

Kafamı yolcu kapısına yaslayıp uyumama rağmen oldukça rahat bir şekilde uyanmış olmama şaşırmıştım doğrusu. Otobüste olduğu gibi sırt ve boyun ağrılarım yoktu, aksine kendimi gayet dinç hissediyordum.

"Nerdeyiz?"

Jungkook arabayı sarı tabelası ve kırmızı tentesi olan, 'Waffle House' isimli bir restoranın önüne park ederken, "Wellington, Kansas." diye mırıldandı. "Kahvaltı namına boğazımızdan bir şeyler geçmesinin iyi olacağını düşündüm."

Arabadan inip restorana doğru ilerlemeye başladığımızda içeride bulunma ihtimali olan sağlıksız yiyecekler yüzünden şimdiden midem bulanmaya başlamıştı bile. "Salata bulunur mu burada?"

Bu sorum karşısında Jungkook oldukça abartılı bir şekilde gözlerini devirdiğinde ona aldırmadım ve adımlarımı hızlandırıp önüne geçerek restorana girdim. Sabahın bu saati olmasına rağmen içerisi neredeyse tamamen doluydu.

Boş bulabildiğimiz ilk masaya geçip oturduğumuzda arkamızdaki duvara yaslanmış bir halde duran eski model müzik kutusundan klasik rock parçaları yükseliyordu.

𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin