&
➰
Eğer bana inanırsan umudun olurum demişti.
Birinin umudu olmak. Bu hayatımda duyduğum en değerli kelimelerden biriydi.
Kendimi Jungkook'un yanındayken öyle değerli hissediyordum ki sanki o an tüm dünyaya denk olabileceğimi düşünüyordum.
"Sen harika bir kızsın Rosie," diye mırıldandığında istemsizce gözlerimden birer yaş daha firar etmişti. "Hala bir üniversiteye gidebilir, yeni arkadaşlıklar veya yeni ilişkiler kurabilirsin."
İstemsizce omuz silktim. İçimde bir yerlerde bir parçam hala tüm bu anılarda takılıp kalmış gibi hissediyordum.
"Hey, bana bak lütfen." dediğinde bakışlarımı siyah tişörtünün üzerinde gezdirmeyi bırakıp ona doğru çevirdim.
"Zekisin, hatta belli ki diğer tüm o kızlardan çok daha azimlisin. Bunu kendin bile bilmesende sen ne istersen yapabilecek bir güce sahipsin Rose. Biliyorum, bu lafları başka birinden duyduğunda pek inandırıcı gelmiyor ama doğrusu bu. Güven bana, senin durumda olması gereken de bu zaten."
Cevap veremediğimde "Bir düşün," diyerek devam etti. "Bana anlattıklarına dayanarak seninle diğerleri arasındaki fark ne?"
Bir eli saçlarımı okşamaya devam ederken diğeri yavaş ve sakin hareketlerde sırtımda dolaşıyordu. Bu hissin verdiği rahatlatıcı etkiyi öyle çok sevmiştim ki bir an için cevap vermeyi unutmuştum.
"Bilmem... Belki beklentiler?" Diye kendi kendime sorduğumda kafasını sallayarak beni onayladı ve devam etmemi bekledi.
"Aslında bende tam olarak bilmiyorum." diye itiraf ettiğimde bakışlarını bir an olsun gözlerimden ayırmadan oldukça dikkatli bir şekilde dinledi beni.
"Yani ne bileyim, mesela başkalarının yanındayken kendimi biraz kısıtlanmış hissederdim hep. Kimse benim yaptıklarımı yapmak istemezdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐚𝐭𝐞𝐝 𝐑𝐨𝐚𝐝 | RoséKook
FanfictionYirmi bir yaşındaki Rosé başına gelen trajediler yüzünden içinde bulunmak zorunda kaldığı hayatı reddedince ilk bulduğu uçak biletiyle Amerika'ya gider ve sonu olmayan, varış noktasını kendisinin bile bilmediği bir otobüs yolculuğuna çıkar. Çıktığı...