Niçin o muhteşem anlar bir
ömür boyu sürmüyor?-Ivan Sergeyeviç Turgenyev.
✴İçeriye karışan turuncu ve sarı renklerin aksine benliğimin duvarlarına toslayan gri bir bulutun gölgesini taşıyordum. İçimde ardı arkası kesilmeden çakan şimşeklerin yanı sıra toprağımı ıslatacak bir damla yağmur yağmıyordu. Kuru bir fırtınanın ardından savrulan dallarım, yapraklarını toza karıştırdı.
Uzun bir aradan sonra Delfin kim diye sorguladım.
Adımı unutmuştum. Bana babam tarafından verilmiş, yirmi yıl boyunca üzerime yapışan adı unutmuştum. Sahi kimdi bu Delfin?
Bugün üç Nisan'dı. Evleneli bir ay olmuştu. Bana Süveyda diyen bir adamın karısıydım. Bu adı yıllardır kullandığım isimden daha çok benimsemiştim. Neredeyse biri Delfin diye seslense, anlamaz gözlerle yüzüne bakacaktım.
Delfin kendi hâlinde, işten eve giden, kitap okuyan, yalnızlığında rap dinleyen ve o şarkıları sığınağı bilen bir kızdı. Bundan ibaret olan hayatına heyecan aramak gibi bir niyeti pek olmamıştı.
Bir de Süveyda vardı. Bu işin beyazını, siyahını bilmez, eğer bir renk olacaksa griyi yansıtırdı. Bunu ne kadar istemese de... Aslında gri, ne siyahtır ne de beyaz. İkisi arasında sıkışmış, ikisinden de izler taşıyan, pek seveni olmayandır. Bu ailenin arasına girdikten sonra tam da böyle bir kişiliği yansıtmaya başladım. Kalbimde siyah bir leke olduğunu söyleyen adama, aslında tam aksini kanıtlamak için hiç çabalamadım. Kendimi biliyordum ve bir kanıta ihtiyaç duymak gibi şeylerle ilgilenmedim.
Şimdi aslına bakınca Süveyda ve Delfin arasında keskin bir fark göremedim. Eskiden de griydim. Bana en sevdiğim renk sorulduğunda, daha çocukken bile bu cevabı verdim. Gri.
Annesi olmayan bir çocuğun maviye, kırmızıya ne ihtiyacı vardı? Babası her şeyi olmuş bir çocuğun ruhu kurtulur muydu belirsizlikten? Kimse kimsenin her şeyi olamıyormuş. Kimse kimse gibi olamıyormuş ve kimse içindeki boşluğu ne yaparsa yapsın dolduramıyormuş.
Babamı kaybettim, ama annemi buldum. Annemi bulmamayı dilerdim, babam hayatta olmaya devam edecekse. Oysa şimdi ne kadar bulmuş olsam da ona ulaşamıyorum. Kaderim bir adamın elinde. Şimdi hiç etmediğim bir dansı ediyorum. Müzik her zamanki gibi güzel, dans ilk kez kötü. Başkalarının öğrettiği adımlarla dans etmek, kapana kısılmış gibi hissettiriyor. Artık kendimce yaptığım özgürlük adımlarımın uyumundan uzağım. Tökezliyorum... düşmemek için direnmekten yoruldum. Savaş eder gibi dans etmeyi beceremem.
Şimdi griyi, rapi, özgürlük dansını ve yalnızlığımı benimle başbaşa bırakın. Yüreğimin ağır duygularla baş edecek taakati yok. Öğretmeyin bana aşkı, sevdayı, kendimden olmayı. Benden geriye ben kalmazsam, ortaya çıkacak yeni kişiliğin sorumlusu olmam. Sırtıma yük yaptığım aşkın kıskançlığı şimdiden bedenime bir kanser gibi yayılırken, karşımda oturan vurdum-duymaz kıza tırnaklarımı geçirebilirim.
"Biliyorsun ki Karan artık evli bir adam."
Muka'nın söyledikleri üzerine göz ucuyla bana baktı. Ardından ağır ağır çekti bakışlarını.
"Hayır, bilmiyorum."
Abartılı bir tepkiyle karşılaştık. Bu gerçeği ilk kez duyuyormuş gibi yapmacık bir şok yaşadı. Konuşma ihtiyacı duyan ses tellerimi serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜVEYDA
Teen FictionHiçbir şey, güzel bir kitabı bitirdikten sonra içinde oluşan boşluk kadar derin olamaz. Bu kitabı bitirdikten sonra o boşluğu yaşayacağına emin olabilirsin. Son bölüme geldiğinde, seni bu paragrafta bekliyor olacağım. ✴ Siz hiç kocanızın günlüğüne s...