33. "Başka Dünya"

9.9K 523 122
                                    

Bir kez olsun, aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan birbirini hep anlayacaktır. Bunlardan biri buzul, diğeri isterse atom
çağında
yaşamış olsun fark etmez.

-Andrey Tarkovski.

Bazı günlerin sonunda her şeyin şimdiki gibi olmayacağını bildiğim için hayata dönmek istemiyorum. Buradan çıktıktan sonra yine karmaşıklığın içindeki sıradan hayatımıza dönmekten korkuyorum. Şu içi bomboş dört duvarın verdiği huzuru bir daha ne zaman bulabilirim, bilmiyorum.

"Ne zaman uyandın?"

Karan gözlerini araladığında, sesinde hâlâ uyku tınısı vardı. Kollarını yanlarına doğru açarak gerinmesi ve şu masum görüntüsüne düşmemek elde değildi.

"Fazla olmadı."

Bana doğru dönüp bir kolunu başının altına aldı.

"Uzun zamandır bu kadar rahat uyku çekmemiştim."

Ondan farksızdım. Gözlerimi araladığımda, kendimi iki hisle boğuşurken bulmuştum; içinde olduğum anın huzuru ve birkaç saat sonra bu anın bitecek olması tedirginliğini aynı anda yaşamıştım.

"Karan, ben artık böyle bir hayat istiyorum."

Yaşadığım onca olaya göğüs geriyorken, bizim için rahat bir yaşam olabileceğini hissettiğim o an, artık geriye dönmek istemediğimi fark ettim. Vardı işte, bizim için hâlâ iki kişilik bir dünya ihtimali vardı. Sadece her şeyi bizden uzakta bırakacak güce henüz sahip değildik.

Karan elini uzatıp elimi yakaladı ve birbirine geçirdiği parmaklarımızı izledi. Aynı şeyleri hissetmemiz, içimde kaçınılmaz bir umudun doğmasına sebep oluyordu.

"Biliyorum Süveyda ve o günün gelmesi için ya kaçmamız, ya da tüm sorunları çözmemiz gerekiyor."

Ben kaçmaya razı olmuştum. Çünkü biz daha bir sorunu çözmeden yeni bir dertle yüz-yüze geliyorduk. Son zamanlarda beraber geçirdiğimiz güzel anılar, yok denecek kadar azdı. Böyle mi çalacaktık zamanın pençesinden güzel anıları?

"Kaçarak çözmek bana bir şey kazandırmayacak."

Sabahın ilk ışıklarında beni gerçeklerle yüzleştirmişti. İşte bu yüzden geceleri seviyordum. Gece, beni hayallere inandırıyordu. Karanlıktan korkarken, yine de en güzel hayalleri karanlıkta kuruyordum. O da Karan'a benziyordu işte. Ondan korktuğum her an, aslında yanı başındaydım.

"O zaman sonu gelmeyecek sorunlarla boğuşurken ölümü bekleyelim."

Elimi elinden kurtarıp arkama döndüm. Bir çocuk gibi küsme huyumdan nefret ediyordum. Ama bu elimde olan bir şey değildi.

"Senin tek sorunun ne biliyor musun? Her şeyin hemen olmasını istiyorsun."

Arkamdan konuşmasını dinlerken gözlerimi devirdim. Sahiden hemen istermiş gibi bir tavrım mı vardı? Aylardır katlanmamış mıydım tüm yaşananlara?

"Nankörlük yapıyorsun."

Kendi kendime mırıldandığımda, lafını esirgemeyeceğini biliyordum.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin