23. "Mor Şemsiye"

11.5K 653 141
                                    

Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı?

-Şükrü Erbaş.

Kafamızı dağıtmak adına geldiğimiz yerde, Cem ve Ecem'i görmeyi beklemiyorduk. Yüzümde oluşan tebessümün aksine Karan'da ki gerginlik had safhadaydı. Cem oturduğu yerden ayaklanırken, üzerini silkti. Ecem, ona göre daha paniklemişti. Gözleri büyümüş ve yanlış bir şey yapıyormuş hissini yansıtmıştı. Oysa yaptığında en ufak bir yanlışlık yoktu.

"Ağabey, biz..."

Duraksadı. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Karan'da, onu daha çok zora sokmak ister gibi bakışlarını üzerinden ayırmıyordu.

"Sıraç amcayı eve bıraktığımda, Ecem'le tatsız anlar yaşadılar. Ecem evden çıktı ve onu yalnız bırakmamak için buraya getirdim. Hepsi bu."

Cem oldukça rahat davranmaya çalışıyor gibi gözükse de rahatsız olduğunu düşünüyordum. Karan'ın vereceği tepkiden çekiniyor ve arkadaşlıklarının zedelenmesini istemiyordu.

"Arabaya geç Ecem, seninle sonra konuşacağız."

Karan, bu sözlere inanmamış gibi görünse de karşısında olan adamın Cem olduğunu unutmamalıydı. Sözünü ettiğimiz Onun en yakın arkadaşıydı. Ecem öylece dikilmeye devam ederken, Karan arabaya geçmesi için başıyla işaret verdi. Omuzlarını düşürüp geldiğimiz yolu arşınlayan kıza baktım. Ecem sahiden güçlü bir kızdı. Yaşadığı şeyleri ben yaşamış olsam, onun kadar güçlü olur muydum, bilmiyorum.

Karan ve Cem'in yalnız konuşmak isteyeceğini düşündüğüm için ben de yürümeye başladım. Fakat bir ses durmam gerektiğini söyledi.

"Sen kal."

Sırtım onlara dönük olsa da bu sesin sahibinin Karan olduğunu anlamak basitti.

"Artık Cem'le konuşmanın zamanı geldi. Bu meselenin uzamasının anlamı yok."

Kaşlarım çatıldı. Neyden söz ettiğini bilmek, kalbimi tekletti. Konu ne ara buralara gelmişti? Ama zaten Karan'ın bu durum içinde olmaktan ne kadar rahatsızlık duyduğunu biliyordum. Cem'le ilgili bir gerçeği bilmesi ve şimdiye kadar bunu saklaması bile mucizeydi. 'Yapamam' demişti, 'en yakınım hakkında bildiğim bir şeyi daha fazla saklayamam.' Karan böyle bir atakta bulunmasa belki de bir ömür söyleyemeyecektim. Sonucu kötü olsa da artık bu yükten kurtulmak istiyordum.

"Sizi yalnız bırakmamı ister misin?"

Başımı hızla iki yana salladım. Her şey konuşulurken yanımda olsun istiyordum.

"Neler oluyor?"

Cem'in meraklı bakışları aramızda mekik dokurken, nefesimi tuttum. Ecem, Karan'la yüzleşmekten kurtulmuştu belki, ama şimdi de ben ağabeyimle yüzleşmek zorundaydım.

"Karşılıklı oturabileceğimiz bir yere gidelim mi?"

Bunu direkt Cem'e sordum. Kaşları mümkünmüş gibi biraz daha çatıldı. Doğrusu hazır her şey üst-üste gelmişken bu mesele de aradan çıksın istiyordum.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin