25. "Kül"

10.9K 681 90
                                    

Sonradan bulduğun bir şeyi yitirmek,
her zaman daha zordur.

-Khaled Hosseini.


Bir adamı, hiçbir şeyi düşünmediğim kadar çok düşündüm. Yaptıklarına, söylediklerine ve bulunduğu her davranışa bir anlam verememekle kalakaldım. Yalnızca kendimi onun yerine koymadım.

İlk kez bunu yapacağım.

Şimdi Karan oldum ve biraz da olsun onun gibi düşünebileceğimi ümit ediyorum.

Birini ölümüne seviyorken, başkasıyla evlenebilecek kadar cesur olabilir miydim?

Birinin hayaliyle yaşıyorken, başka bir adamla aynı yastığa baş koyabilir miydim?

Ve en önemlisi, biri için onlarca kişiyi öldürebilir miydim?

Tüm bunların tek cevabı var. Koca bir hayır! Karan artık gözümde çok başka bir adam. Zihnime bir kıymık gibi batan ardı arkası kesilmez düşüncelerin tek başrolü.

Ne kadar da çocukça davranmışım böyle. Ben, beni anlamadığına kanaat getirdiğim adamı terk ederken, onun içinde savaştığı sonumuzu getiren gerçekleri sezmemişim bile. Kestiğim tüm ahkâmların ardı sıra gerçekleri öğrenmiş adamın sessizliğinde boğulmayı dilerdim. Ne de güzel dinledi kustuğum kinimi... öğrendiği en önemli sırra karşılık nasıl da kırıp dökmedi, tepkisizliğiyle öldürdüğünü bilmeden. Hesap sorsaydı, şu an başka bir konumda olacağımızı hesap etmiş olmalıydı. Belki de sadece karşımda kırgın bir adam vardı. Hesapsız, çıkarsız, ilk kez bu kadar duygularıyla hareket eden bir adam.

Onu kaybetme düşüncesi kalbimi buzdan bir eve dönüştürürken, günlerdir içine düştüğüm bencillik denizinde görülmemiş akıntılara kapılmayı istedim. Ona söylediğim her şeyi aklı sözleşmede kalarak dinlemişti. Hem ne demişti O öyle?

Sana hislerimin son anları...

Öyle miydi sahiden? Bana olan hisleri can çekişerek ölmüş müydü gözlerinin önünde? Anlayışsızlıkla suçladığım adam, görmüş müydü asıl düşüncesizce davranan beni?
Ama nereden bilebilirdim ki, haykırdığım cümleler arasında gerçeklerle yüzleşen adamın hüznünü?

Bilmeliydim.

Şimdi hangi sebeple karşısına dikilecektim? Bir özür süpürebilir miydi, bencilliğimle kirlettiğim sokaklarını? Anımsadığım bilindik cümlelerin kapanına kısılırken, kulaklarımda bir kez daha yankısını hissettim.

Ağabeyim bugün de eve gelmedi.

Nerede olduğu günler sonra ilk kez bu kadar merak kıyılarıma ilişti. Şu an için nerede olduğunu bilmek bile karşısına çıkabilecek cesareti vermiyordu.

Aklıma gelen fikirle dakikalar önce ellerimden kayıp yere düşen telefonu aldım. Aramak ya da mesaj atmak durumu kurtaramayacak kadar basit kalırdı. Belki şu an yaptığım şey de basit olacaktı. Ama karşısına çıkmadan önce nabzını ölçebilecek bir şansa sahip olabilirdim. Onun kara kaplı günlüğüne sızdım. Yeni bir sayfa açtım ve ilk kez bu uygulamada klavyeye girdim. Şimdi yazacaklarımı görebilme ihtimali fazlaca yüksekti. Zaten bu amaçla yapıyordum. Başlarda ne yazacağımı bilemedim. Ardından kendimi yan odadan Gülsüm teyzenin açtığı radyosundan gelen melodiye teslim ettim. Kelimeler dilimden parmaklarıma doğru bir yol izledi. Başkasına ait olan günlüğe ortak oluşuma öfkelenmek için başka zamana ihtiyacım vardı. Şimdi yapmam gereken tek şey, henüz birkaç çiçek açmış aşka olağanca büyük bir baharı getirmekti.

SÜVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin