Ormanda yan yana el ele yürüyorduk. Bunun benim gibi bir cadı için ne kadar iğrenç olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?
Sonunda ormanın ortasında durduk. Burdan sonrası cadıların bölgesiydi.
-Burdan sonrası cadıların bölgesi. Geçmemeliyiz. Dedim ona.
Kafasını salladı.
-Biliyor musun bazen boş zamanlarımda öylesine bir kafeye gidip insanlara fal bakıyorum.
-Bu cadıların yaptığı bir şey değil mi? Yani aslında onların bile uğraştığını sanmıyorum ama fal bakmayı cadılar sever.
-Öyle. Ama ben çok iyi fal bakan bir büyücüyüm. Sana da bakmamı ister misin?
-Bana kahve içmeyi mi teklif ediyorsun?
-Fal sadece kahveden bakılmaz. Elinden de bakabilirim. Güldü. Belimden tutup büyük bir kayanın üzerine oturttu. Ardından yanıma oturdu.
-Teşekkür ederim. Muhtemelen çıkmak için dakikalarca uğraşırdım.
-Asan var.
Gülümsedim. Elini uzattı. Başta anlamasam da kendi elimi elinin altına koyup yaklaştırdım.
-Hımm. Öncelikle hayatın çok büyük zorluklarla dolu olucak. Geçmişini de görebiliyorum ama bahsetmiycem.
Bir şey var onun için çok çabalıycaksın. Sana göre değil. Herkesi o şey için karşına alman gerekiyor.-O şeyin ne olduğunu görebiliyor musun?
-Bir cadı. Hayatına bir cadı dahil olucak veya olmuş. Sonunuz mutlu bitiyor.
Elini çekti aniden.
-Bir cadıyla olmam mümkün değil. Ben çok sadık bir büyücüyümdür. Aynı zaman da hoşlandığım veya hoşlanmaya başladığım kız bir büyücü.
-Üzgünüm ama baktığım fallar yanlışsız doğru çıkar. Bu arada kötü bir şey var. Bir savaş. Kötü bir enerjisi yok. Tam tersi tamamen pozitiflik alıyorum. Bir de bir yıkılış var. Hangi dönem bilmiyorum ama çok üzüldüğün bir dönem var. Sanırım biri sana yalan söylüyor. Hatta bu kişi şu an hayatında.
-Ciddi misin? Gerçekten elime bakarak bunların hepsini söylüyor olamazsın.
Evet eline bakarak söylemiyordum hepsini. Bu kadar şeyi avuç içindeki üç çizgiyle göremezdim. Ben bir cadıydım. Doğuştan gelen bir özellikti bu. Geliştirdiğiniz durumda benim gibi bir çok şey görülebilirdi.
-Aslında cadılarla ilgili kitaplar okudum. Sanırım ordan biraz merak saldığım için biraz üzerine düştüm. Zamanla alışıyorsun. Metafiziksel varlıklarda bazı şeyleri görmek zor. Yani bizlerde. Ama insanlarda hatta hayvanlarda o kadar kolayki. İsim bile verdiğim oluyor.
-Cidden çok değişiksin. Normalde cadı olmandan şüphelenebilirdim ama hem babamın asası bunu doğruladı hem de cadı olamıycak kadar iyisin.
Kayadan yere atlayarak yürümeye başladım. Rol icabı.
-Hey noldu?
-Ah biliyor musun sende bir insan gibisin. Hiç bir özelliğin yokmuş gibi.
-Ya beni yanlış anladın. Madelaine. Kolumdan tuttu. İlerlemeye devam ettim. Kurtarabilirim umuduyla ama aniden kontrolsüz bir güç uygalayarak çekince sert bir şekilde ona doğru yapışmıştım.
-Üzgünüm canın acıdı mı?
-Sence de büyücü olmak için fazla kaba değil misin?
Demiştim. Büyücüler de tamamen saf varlıklar değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)
ФэнтезиHer birinin asası doğanın onlara kendisinden bahşettiği birer sihirli sopa. Sopa diyerek onları ezdiğimi düşünmeyin. Onlar doğanın sevilen çocukları. Bizse sevilmeyeniz.