Bar

2.1K 235 9
                                    

Üzerime giyinip evden çıktım. Kot ceketimi giyip evden çıktım. Aynı Anda karşıdan çıkan Magnus'un yüzüne bile bakmadan merdivenlerden inmeye başladım. O asansörü kullanabilirdi.

Hızlıca indiğimde asansörü kapısı açıldı. Apartmandan çıkıp yürümeye başladım.

Etrafa baka baka yürüyordum. Gittiğim yerleri tek sefer de ezberledim. Ondan bir yere alışmam zor olmazdı.

Markete girip su aldım. Soğuktan ellerim uyuşmuştu. Ufacık büyüyle şişenin kapağını açtım.

—Bir şişeyi bile açamıyorsan nasıl yaşadın? Dedi  Magnus arkamdan.

—Büyüyle.

Ona bakmadan şişeden bir yudum aldım. Çantama koydum.

—Gerçekten dedikleri gibi bir enerjin varmış. Hiç bir şey söylemeden büyü yapmak eğlenceli olmalı.

—Ondan önce de sorun değildi.

—Seni öldüreceğimden korktuğun için mi yüzüme dahi bakmıyorsun?

Aniden durdum. Ayaklarımın üzerinde dönerek ona baktım. Alayla güldüm.

—Sen korkacağım biri değilsin. Tılsımcı olman beni öldürebileceğin anlamına gelmez. Ayrıca ölmek benim için sorun mu sanıyorsun? Dedim.

Zaten daha önce öldüğümden nasıl bir şey olduğunu biliyordum.

—Tılsım yaptığımı nereden biliyorsun?

—Her cadı tılsım yapar. Diyerek omuz silktim.

—Her cadının yapamadığını biliyorum. Dedi.

—Güzel o zaman soru sorma.

Okuldan içeri girdim. Sınıfa çıkıp sırama oturdum.

Dün hakkında sınıftakilerle konuşurken tüm gün o şekilde geçmişti.

Çantamı toparlayıp okuldan çıktım.

—Hey Madelaine akşam bara gel.

Kafamı salladım.

—Sana konumu atarım.

Gülümseyerek kafamı salladım.

—Ah çok sevimli. Diyen sese döndüm. Bunu diyen aniden arkasını dönünce gülerek kafamı iki yana salladım ve yürümeye başladım.

Uzun bir süre yürüdükten sonra aniden bana çarpan küçük bir çocukla hafifçe sendeledim.

Çocuk korkuyla bana bakarken arkadan gelen adamı gördüm.

—Abla lütfen yardım et. B-beni dövüyor. Korkuyorum.

—Buraya gel. Diye sertçe seslendi adam çocuğa.

Çocuk korkuyla sarılırkenonu arkama aldım.

—Sen ne karışıyorsun? Diye dişlerinin arasından konuştu.

—Sakin olmalısınız. Yoksa polisi çağıracağım dedim.

Adam aniden silah çıkarıp bana doğrulttu.

—Çocuğu yolla. Dedi silahla göstererek.

—Şehrin merkezinde silah. Kesinlikle polis çağırmalıyım. Diyerek telefonumu çıkardım.

Silah ateşlendiğinde kırmızı enerji önüme kalkan olurken güldüm.

Ona doğru bir adım attım. Adam şaşkınlıkla bakarken bir adım daha attım.

Silahı bir kez daha ateşlediğinde kurşun yere düştü. Silahı elinle tuttum. Adam silahı çekmeye çalılırken kıpırdayamadı.

—Sen nesin?

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin