Ölmen İçin Her Şeyi Yaparım

2K 229 15
                                    

—Blackpearl'lerin neden beni bırakıp seni koruyup kolladığını soruyorum. Diye bir kez daha bağırdı.

Benim abim mi vardı?

Gerçekten şaşırmıştım. Hayatımda şaşırmadığım kadar şaşırmıştım. Yutkunamazken öylece gözlerine bakıyordum.

—Şaşırdın değil mi? Öğrenmem çok da zor olmadı. Bilirsin soyadım farklı olsa damarlarımda Blackpearl kanı dolaşıyor.

Kahkaha attı.

—Onlara her şeyi zorla anlattırdım. Annemle babama. Biyolojikten bahsetmiyorum. Gerçek annem ve babama.

Gözlerimden yaş akarken gözlerimi bile kırpmadan ona bakıyordum.

—Defalarca geri dönmeye çalıştım. Bana bir tane mantıklı bir açıklama sunsalar anında affetmeye hazırdım. Ama kendilerini gizlemeyi çok iyi biliyorlardı.

Bağırarak konuşuyordu. Gözleri kıpkırmızıydı. Kendini ağlamamak için zor tuttuğu ne kadar belliydi.

—Senden gerçekten nefret ediyorum. Ve emin ol Madelaine ölmen için her şeyi yaparım. Ben hayatımı kaybettiysem sen de kaybetmelisin.

—Bana anlatmadılar. Yemin ederim bilmiyordum. Bilsem seni bulurdum. Bunu yapardım. Burada benim suçum yok. Neden acısını benden çıkarıyorsun?

Diye ağlayarak bağırdım. Elimi tutup sertçe koluna götürdü kendimi çekmeye çalışıyordum.

Kırmızı enerji çıkmak için çırpınırken bacağına tekme attım.

—Onlarla konuş. Niye bana bunu yapıyorsun?

—Onları bulamıyorum lanet olasıca. Diye bağırdı.

Ona doğru üç adımda yaklaşıp kolundan tuttuğum gibi etrafımızı kıpkırmızı enerji sardı. Duygularımın patladığı kanıtıydı.

Annemle babam koltukta öpüşürken aniden ayrılırlarken kolunu tuttuğum
Ernest'a bakmaya başladılar. Tanımışlardı. Alayla gülerek kafamı yan tarafa çevirdim. Gerçekti. Her bir kelimesi gerçekti.

Bir adım geri çekilip onlara bakmaya başladım. Muhteşem aile tablosu.

—S-sen...
Kekeleyen annem şaşkındı.

Magnus öylece kalırken enerjisinin yoğunlaştığını hissettim. Bize zarar verebilirdi. Bir Blackpearl'dü.

—Sen buraya...

Ne zaman düzgünce konuşmaya başlıycaklardı acaba.

—Ben sana yıllar önce demiştim diye aniden babam bağırarak kalktı anneme doğru.

İrkilerek ona baktığımda annemde korku hissettim.

—Ne demiştin? Diye araya girdi Magnus. 

—Sen derhal susuyorsun diye bağırdı babam.

—Bağırmayı bırak. Benim bundan nasıl haberim olmaz. Dedim sakince göz yaşlarım arasından. Annem ağladığımı görünce şaşırmıştı. Şuan burdaki her şeye herkes şaşırıyordu. Normal hiç bir olay yoktu.

—Sen bana emir mi veriyorsun? Babam aniden baan dönüp üzerime yürümeye başlayınca elimi ona doğru uzattım refleksen. Ben güçlü olabilirdim. Ama o tecrübeliydi.

Benden önce davrandı. Kendimi aniden vitrinin camlarında bulurken nefesim kesildi.

Babam bana bakarken daha şimdiden pişmanlık duygusu sarmıştı.

Magnus gülerek halimize bakarken annem yanıma geldi. Büyü mırıldandıdığında kendimi iyi hissederken ayağa kaldırdı.

—Gerçekten bravo. Dedim. Babama doğru.

—Lütfen ben döndüğümde üçünüzde ölmüş olun. Diye sinirle dışarı yöneldiğimde annem kolumdan tuttu.

—Madelaine lütfen sakin ol. Bak yapmaman gereken şeyler var.

—Ben bilmiyor muyum yapmamam gereken şeyleri. Bu işe bulaşan ben değil miyim? Sadece git ve oğluna ilgilen tamam mı? Çünkü her şeyi suçlusu sizsiniz. Diye bağırdım.

Kırmızı enerji ellerimde yoğunlaşırken geriye doğru adımladım. Ellerime bakarken sakin olmaya çalışıyordum.

—Lütfen bir şeyler yap dedi annem babama.

Babam bana doğru gelmeye başladı.

—Yaklaşma. Kontrol edemiyorum diye bağırdım.

—Ne güzel uğraşmama bile gerek kalmadı. Kendiliğinden ölüceksin. Dedi Magnus.

—Ben sana ne yaptım? Haberim bile yoktu. Benim hayatımın kolay olduğunu mu sanıyordu.

Oradan uzaklaşıp mutfağa gittim. Sandalyeye oturup masada ritim tutmaya başladım. Kırmızı enerjinin gitmesini bekliyordum.

Sonunda sakinleştiğimde annem geldi.

—Konuşucaz gel.

Kafamı sallayarak ayağa kalktım.

Salonda dördümüz de farklı yerlere otururken gerginlik elle tutulur cimstendi.

—Bak o zaman çok gençtik. Zaten gizlice evlenmiştik. Diye başladı annem.

—Aramızda iki yaş var. İki senede mi değişti kararınız? Diye araya girdim.

—Üç yaş var ve evet üç senede değişti kararımız. Dedi babam.

—Neden bulmama izin vermediniz bunca sene sizi? Dedi Magnus.

—Bugün olucaklardan korktuğumuz için. Senin de hayatını yaşadığını düşündük. Dedi annem.

—Ne kendi huzurumuzu ne de senin huzurunu bozmak istedik. Dedi babam.

—Özür dileriz. Dedi annem.

Magnus sadece güldü.

—Peki neden kendinizi sakladınız?

Benden gelen soruyla gözlerin odağı ben oldum.

—Bir fal yüzünden. Dedi babam yüzünü elleriyle kapatırken.

—Çok iyi bir falcı vardı. Ne derse desin aynen çıkıyordu. Cadılar da bile tutturuyordu.

—Bir cadının falı yüzünden mi yani? Dedin isyanla.

—Aile huzurunu bozacağını söylüyordu. Ki doğru olduğunu kanıtladı. Dedi Magnus'a bakarak.

—İki çocuğumuz olucağını söylemişti. Birini diğerinden daha fazla sevicektik. Ve o sevdiğimiz çocuk başımıza sürekli işler açıcaktı. Bizde ilk göz ağrımızı daha fazla severiz diye düşündüğümüzden onu yolladık. Dedi annem.

—Güzel nedenmiş. Diyerek ayağa kalktım.

—Şimdi size bol güzel tartışmalar. Dedim. Gümüş enerjiyle kendimi ev de buldum.

Üzerimi değiştirip kendimi yatağıma attım. Bir abim vardı. Beni öldürmek isteyen bir abim...

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin