Tehlike

2K 218 3
                                    

—Sanırım yardıma ihtiyacım var dedim. Düştüğüm kar yığınına bakarak.

Ayağa kalktığımda bile omuzlarıma kadar geliyordu. Herkes halime gülüyordu. Ne kadar mutlulardı. En ufak şey bile onların gülümsemeleri için yeterliydi.

Ernest elini uzatırken elini tuttum. Beni yukarı çektiğinde üzerimi silkeledim. Yolumuza devam ederken baya uzaklaşmıştık.

Birden Jeremy'nin bağırmasıyla hepimiz oraya baktık. Ben bakar anlamıştım. Diğerleriyse sorular soruyordu.

Yavaşça ilerledim. Bir ayin yapılmıştı. Hem de bu gece. Çünkü yanık izleri hala duruyordu. Kar kaplamamıştı.

—Ayin yapmışlar. Çok fazla yaklaşmayın hala etkili olabilir. Ruh ayini tarzı şeylerse size sarabilir dedim.

—Bunu derken dokunuyorsun dedi Harry.

—Bir şey olmaz. Bana alışıklar dedim.

—Lütfen uzak falan dur bizden dedi Rose gülerek.

—Ben varken size de bir şey olmaz. Her neyse gidelim. Dedim ayağa kalkarken.

—İncelemek istiyorum ilk defa görüyorum. Dedi Joyce.

—Sen bilirsin dedim.

—Altın kadehler var. Dedi Joyce.

—Muhtemelen içinde kan falan vardır. Elleme mikrop kaparsın.

Kafasını salladı.

Ağaca yaslanıp onların bu yeri incelemesini izledim. Onlara ne kadar garip geliyor olmalıydı. Benimse sürekli yaptığım bir şeydi.

Ernest sadece ayakta uzaktan inceliyordu. Başarılı bir ayindi. Sorun olmadan tamamlamışlardı.

Sonunda sıkıldıklarında yola devam ettik.

—Artık eve dönelim. Üşüdüm. Dedi Jeremy.

—Ben de çok üşüdüm. Dedim.

—Eve dönmek isteyen kimler dedi Rose.

Sadece ikimiz el kaldırmıştık.

—O zaman siz devam edin. Biz eve dönelim. Yolu çok net hatırlıyorum. Islandığım için sizden biraz daha fazla üşüyorumdut muhtemelen. Dikkatli olun.

Diğerek yukarı doğru çıkmaya başladım.

—Beni de bekle diyerek peşimden geldi Jeremy.

Bazen o beni bazen ben onu çekerek eve kadar çıktık. Arada yuvarlandık. Ağaçlara tutunduk. Her seferinde de güldük.

Sonunda evi gördüğümüzde beni bırakarak koşmaya başladı. Yolun ortasında düştüğünde güldüm.

Onun yanından geçerek eve girdim. Az önce beni bırakmıştı. Şimdi de ben onu bırakıyorum.

Bir odaya girip üzerimi değiştirdim. Islanmış saçlarımın altına bir havlu koyup şöminenin başına gittim.

Jeremy yatmıştı. Uyumak üzereydi. Ellerimi yavaşça ateşe doğru tutup ısıtmaya başladım.

Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Kırmızı şarabı açıp kadehe doldurdum. Başımı elime yaslayarak yavaş yavaş içmeye başladım.

Aslında şuan mutluydum yanımdaki arkadaşlarımla. Ama çok fazla eksik vardı kalbimde. Ailem, Ares, güçlerim.
Bunlar büyük ve önemli şeylerdi. Onlarsız yaşamak gülümsememi alıyordu.

Öyle yavaş yavaş içtim bir saat boyunca. Sonunda kapı sesi geldiğinde diğerlerinin gülerek içeri girdiğini duydum.

On dakika sonra mutfağın kapısı açıldığında Rose koşarak geldi yanıma.

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin