Gözde

2.4K 258 8
                                    

Tepemdeki ışığa bakıyordum. Kenardaki postere baktım. Üzerinde renkler vardı. Yeşilden kırmızıya. Tehlikelilik oranlarını gösteriyordu.

—Kırmızı olan kimler?

—Kırmızılar nekrokinezi yapabilenler. Oldukça zordur. Onu yapabildikleri için de diğerlerini yapmaları çok da zor olmuyor. 6 kişiler.

—Bu öldürme yeteneği dime?

—Evet.

—Ben neyim?

—Yolda gelirken anlattıklarını duydum. Dediğin şeyler fantastik kitaplardaki olaylara benziyor. Kanında insan kanı gibi. Ben senin şizofren olduğunu düşünüyorum.

—Anladım.

—İtiraz etmiycek misin?

—O küçük beyinlerinizin elbette algılamasını beklemiyordum.

—Kanıtla.

—On gün sonra olur.

—Sana inanıyorum. Sadece denedim.

—Bunu biliyorum.

—Nerden?

—Aurandan.

Bir tüp kan almıştı yalnızca. Kalbimin atmadığı hatta taşlaştığı ispat edilince.

—Diğerlerindsn ayrı durucaksın. Herkes kendi seviyesindekilerle durur. Üzgünüm fanstastik karakter yalnızsın. Umarım saygı gösterirsin ama ellerinden o ışık toplarının çıkma ihtimaline karşı o metalleri yine takıcaz.

—Sorun yok. Kullanmak istediğimde ellerime ihtiyacım olmuyor. Sadece o metaller biraz ağır. En kısa sürede biraz daha hafifini geliştirin.

—Artık odana gidiyorsun. Bir saat sonra yemek var. Dediğim gibi diğerlerinden ayrı oturucaksın. Muhtemelen yemeğini telekineziyle yiyebilirsin.

Kafamı salladım. O metal şeyleri geri taktılar. Beni odama götürüp bıraktılar.

Çokta büyük olmayan tek kişilik bir odaydı.

Yatağa oturup yattım. Ayinimi gerçekleştirmek için uğraşmıycaktım bile. Burdaki kölelerin hepsi benim önüme hazır bir şekilde koyardı. Ardından güçlerimin eski haline döndürene kadar burda kalırdım.

Sonrada öldürmeye giderdim.

Kinezi çeşitlerini denedim. Hemen hemen hepsini. Yeri geldi rüzgar estirdim. Yeri geldi elimdeki metali ısıtıp kendimi yaktım. Odanın ısısını değiştirdim. Odamdaki lambayla oynadım.

Daha önce yapmadığım şeyler olduğu için çokta başarılı değildim açıkçası.

Geriye kalan yarım saati meditasyon yaparak doldurdum.

Odaya biri geldiğinde gözlerimi açıp Kafamı çevirdim.

—Yemek vakti Bayan Madelaine.

—Bir daha meditasyon yaparken bölme. Günlerce yapabileceğimi bilmelisin. Yemek yemem önemli değil.

Ayağa kalktım. Onu takip ederken kolumdaki ağır metalleri birbirine çarptırarak oynuyordum. 

Yemekhaneye girdiğimizde takmadan bu sıkıcı metallerle oynamaya devam ettim.

—Kes şunu diye birini bağırmasıyla gözlerim kırmızı masaya kaydı.

—Bu kim diye fısıldadım yanımdaki görevliye.

—O buranın gözdesi en yetenekli kişi.

Göz devirdim.

—Tamamdır öldürmem bir sorun teşkil eder mi?

Madelaine Blackpearl (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin