~38.Bölüm~

3.4K 157 44
                                    

~ZEHRA ~
Odanın etrafında bir oraya bir buraya derken dört dönüyordum. Neden mi? Çünkü Ömer'in şu son zamanlarda yaptığı tuaf hareketleri yüzünden. Kutlamanın hemen ardından apar topar Mardin'e dönmüştük. Neden mi? Bilmiyorum. Çünkü Ömer acil iş çıktı diyip hepimizin ona attığı anlamsız bakışlarına rağmen geri dönmüştük. Ömer her ne kadar acil iş desede ben inanmamıştım. İnandırıcı gelmiyordu. Üstelik bunuda geçtim. Benden aldığı benim telefonum iyice sinirimi bozmuştu.  Bunun da nedenini bilmiyordum. Çünkü Beyefendi bişey söylemiyordu. Telefonumu kaptığı gibi şirkete gitmesi bir olmuştu. Birşey olduğu o kadar belliydi. Gece ben uyunca geliyordu ve sabah ben uyanmadan gidiyordu. Bu yaptığı canımı sıkmaya başlamıştı.

Önüme gelen saçlarımı bileğime  taktığım tokayla  tepeden topuz yapıp topladım. Odada oflaya puflaya oturuyordum. Saat nerdeyse bir olucaktı ve Ömer gelmemişti. İyice moralim bozuluyordu. Bana ben" baba olmak istiyorum " diyen adam, sanki  benden kaçıyormuş gibi davranıyordu. Belki de dediğine pişam olmuştu...

Ayaklarımı yere sürte sürte yatağa gittim. Pikeyi açıp altına giricektim ki o  kapının açılma sesini duymuştum. Geleni görmemle  sevinmiştim. Çünkü Ömer gelmişti. Fakat bitik bir halde gelmişti. Saçı başı dağınık bir halde. Bakışlarım çatılırken Ömer içeri girip elindeki ceketini koltuğun üstüne atıp bana doğru geldi.

Ömer:Sen neden uyumadın?

Sesi yorgun çıkmıştı. Ciddi ciddi yorulduğu belliydi. İşte şimdi kendime lanet etmiştim. Adam belli ki acil  iş çıktı  diyerek doğru söylemişti. Çünkü bu görünümün başka açıklaması olamazdı.

Zehra:Şimdi yatıcaktım.

Bana bir kaç adım daha atarak yaklaşmıştı. Ellerini yüzüme koyup avuçlarının içine almıştı. Ben yüzüne aval aval bakarken, dudaklarıma kısa ama şuh bir öpücük kondurmuştu. Gözlerim anında açılırken hareketlerine anlam vermeye çalışıyordum. Ellerimi yüzümdeki ellerinin üzerine koyup indirdim ve tuttum.

Zehra:Ömer ne oluyor? Neden böyle davranıyorsun ve neden geç geliyorsun?

Ömer:Dedim ya  acil yetişmesi gereken işler vardı o yüzden.

Diyerek açıklamasını yaptığı gibi gitmeye yeltenmişti. Daha doğrusu kaçmayada diyebiliriz. Kolundan tuttuğum gibi onu durdurdum.

Zehra:Peki neden telefonumu aldın?

Ömer'in surat ifadesi değişirken, sanki ne açıklama yapacağını düşünüyormuş gibi davranıyordu. Yüz ifadesi telaşlı bir hale bürünürken  konuştu.

Ömer:Karıştırmak için!

Gerçekten bu dediğine kendi inanıyor muydu? Çünkü ben hiç inanmamıştım.

Zehra:Bir gün boyunca telefonumu mu karıştırdın Ömer. Üstelik acil işlerin varken!

İyice surat ifadesi bozulurken karşımda diken üstünde gibi duruyordu. Birşey sakladığı belliydi.

Ömer:Ben karıştırmıştım ama sonra sana vermeyi unutmuşum öyle bende kalmış.

Saçma sapan bir açıklama yapmıştı. Cidden bu muydu yani bana gerçeği anlatmak yerine yalan söylemeyi mi tercih ediyordu.

Zehra:Ömer cidden bu dediğine kendin inanıyormusun? Çünkü bana hiç inandırıcı gelmedi.

Ömer:Ne yani Zehra yalan mı söylüyorum?

Zehra:Evet!

Kaşları anında çatılmıştı. Aklım almıyordu. Bu davrnışlarına anlam veremiyordum. Karşısında duruşumu dikleştirdim.

ADINI SEN KOY (TÖRE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin