Üç bölüm üstü üste yazdığıma inanamıyorum ama işte buradayım! Hadi benim hevesim uçup gitmeden bölüme başlayalım. Bu bölüm de multiye Cenk'i koydum.
İyi okumalar...Son ders zilinin de çalmasıyla eşyalarımı toplamaya başladığımda Zeynep hevesle arkasını dönünce ona hiç bakmadan "Hayır." dedim. Onun neşeli yüzü anında solarken Cenk bu yaşanan olaya keyifli bir kahkaha atınca Berk hafiften kaşlarını çattı ve "Anlaşılan durumu anlamayan tek kişi benim." dedi. Kalem kutumu da çantama koyarken "Zeynep neredeyse her gün olduğu gibi beni okul çıkı Zakkum'a davet edecekti." dediğimde Cenk de ayaklanarak yanıma gelip askıdan Zeynep'le ikisinin ceketini aldı ve sırasına geri dönerken "Ve Güneş'in buna cevabı her zaman hayır olur." dedi.
Berk merakla "Zakkum şu okulun yanındaki kafe mi?" diye sorduğunda Cenk onu başını sallayarak onaylarken Zeynep "Ya Güneş lütfen, bu sefer kalabalık olmayacağız valla, sadece dördümüz." dediğinde göz devirerek ayaklanıp ceketimi üstüme geçirdim ve "Siz üçünüzü tutan yok." dedim. Cevabımla alt dudağını bir çocuk gibi sarkıtırken Berk birden kolunu omzuma atıp "Hadi ama kızıl, üzme şu güzel kızı." deyince kolunu omzumdan iterek ona öldürücü bakışlarımı attım ve "Evde işlerim var." diyerek çantamı omzuma taktım. Onlar da hazır olduğuna -gerçi oları beklemiyordum ama- beraber kapıya yöneldiğimizde Zeynep koluma girip "Ama hep işin var zaten." dediğinde ona yalancı bir gülücük yolladım.
"Ben meşgul bir kızım."
Çocuklar bizim bu halimize gülerken Zeynep Cenk'e dönüp "Ya Cenk, güleceğine yardım etsene!" dediğinde Cenk bana kısa bir bakış attı ve "Güzelim sen iste koca Zakkum'u üstüne yapayım ama iş Güneş'i ikna etmeye gelince ben doğru kişi değilim." diyerek sevgilisi avutmaya çalıştı. Zeynep merdivenlerden inerken çocuksu bir sinirle "Bana hayır demekten ne zaman bıkacaksın?!" dediğinde ona hiç bakmadan "Sen bana soru sormayı bıraktığında." dedim.
Yani kısacası asla.
Berk benim bu halime gülerken Zeynep son çareyi onda bulmuş olacak ki geniş bir gülümsemeyle başını ona çevirdi. Okul kapısından çıkarken Berk göz devirerek iç çekti ve "Anladım ben seni maymuncuk." diyerek -Berk nedense Zeynep'e bu lakabı takmıştı- beni kolumdan tutup düz gitmem gerekirken sağa doğru sürüklemeye başladı. Ben ona çatık kaşlarımla bakıp "Ne yapıyorsun be?!" diyerek kolumu kurtarmaya çalışırken beni kafenin olduğu tarafa doğru yönlendirip "Bir günlüğüne eve geç gitsen işlerin(!) birikmez Güneş." dedi. Sesindeki imadan hiçbir işim olmadığını bildiği belliydi.
Ona halâ sinirle çattığım kaşlarımın altından bakarken Zeynep önümde durup ellerini birleştirdi ve olduğu yerde zıplayarak "Lütfen Güneş, lütfen lütfen lütfen..." diye konuşmaya başladı. Ben onun bu haline ifadesiz gözlere bakarken hepimiz kaldırımın ortasında durmuştuk ve üç meraklı göz benim üstümdeydi. Önümde zıplayıp duran Zeynep'e bakıp göz devirerek "Sizinle aynı sınıfa düşmek için nasıl bir günah işledim ben?" diye söylendim ve onları orada öylece bırakıp Zakkum'a yöneldim. Bununa beraber Zeynep'in arkamdan neşeli bir çığlık atıp "Allah'ım, bugün hayatımın en güzel günü!" diye bağırdığını duymamla istemsizce sırıtarak göz devirdiğimde nedense içimden bir ses arkamı dönüp onlara baktığımda Berk'in yüzünde de gözlerinin kısılmasına sebep olmuş bir gülücük olacağını söylüyordu.
Çok geçmeden onlar da bana eşlik ederken Zeynep yanımda yürümeye başlayıp "İstersen dışarıda da oturabiliriz." dediğinde onun çabuk soğuk aldığını bildiğim için "Ve sonra yarın önümde burnumu çekip dur mu? Kalsın, içeriyi tercih ederim." dedim. Ona karşı soğuk bir tavır sergilememe rağmen göz ucuyla yüzünde gamzesini ortaya çıkaracak kocaman bir gülümseme olduğunu görebilmiştim. Zakkum'a girip içeride dört kişilik bir masaya oturduğumuzda çantamı sandalyemin arkasına assam da üşendiğimden dolayı üzerimdeki ceketi çıkarmadım. Tam yerime oturacakken Berk beni durdurup üstümdeki ceketi çıkartarak "Terleyip hasta olacaksın." dediğinde kaşlarımı çatarak çekelediği ceketimi çıkarmasına izin verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ
Teen FictionHey selam! Ben Güneş, Güneş Esendemir. Ve bu benim hikayem. Hikayem, ben daha ortaokul beşinci sınıftayken çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda aşkımın beni bırakıp ailesiyle beraber bu ülkeden ayrılması ve benim o geri dönene kadar onu nasıl beklediğ...