Bölüm 50

927 67 34
                                    

Bir hafta daha bitti ve yepyeni bir ayın içindeyiz millet. Umarım bu ay diğerlerinden daha iyi geçer hepimiz için. Hadi bunu umarak bölümümüze başlayalım, multide; Zeynep var.
İyi okumalar canlarım...

Annemlerin odadan çıkmasıyla ortamda bir sessizlik hakim olurken ve gözlerim Zeynep'in üstüne dikmiş öylece dikilirken Berk bu gergin ortamı dağıtmak istercesine boğazını temizleyerek dikkatini kendi üzerine çekti ve bir elini ensesine atıp diğer elini ikimizin arasında sallayıp "En iyisi ben de gideyim de siz rahat rahat konuşun." diyerek arkasını döndü. Tam bir adım atmışken geri dönüp Zeynep'e hafif kısık gözlerle bakarak "Cenk biliyor muydu bunu?" diye sorduğunda Zeynep onun bu soruyu sormasıyla gülümsedi ve başını iki yana sallayıp "Kimse bilmiyordu, sadece ben ve ailem." diyerek sorusunu yanıtladı. Berk onu aynı şekilde başını sallayarak onaylayıp bu garip durumdan kurtulmak istercesine "Oldu o zaman." diyerek arkasını döndüğünde bu sefer de ben "Berk!" diye seslenerek durdurdum onu.

İkinci kez arkasını dönüp bu sefer gözlerini bana diktiğinde içimde oluşan garip karıncalanmayı görmezden gelerek "Konuşmamız..." diye mırıldandığımda anlayışla gülümsedi ve "Sorun değil, şu an hayatında bizden önemli meseleler var." dedikten sonra yanımdaki Zeynep'e de kısa bir bakış atıp "İyi geceler kızlar." dedikten sonra bu sefer geri dönüşü olmadan odamdan çıkıp balkon kapısını kapattı. Onun çıkışıyla Zeynep "Aranızda önemli bir şey mi oldu?" diye sormuştu ki başımı ona çevirmemle duraksadı ve hafifçe gülüp bir tutam saçını kulağının arkasına iterken "Kusura bakma, alışkanlık işte." diye mırıldandı. Bir şey demek yerine onu başımı sallayarak onayladığımda mavi gözleri daha önce hiç görmediğim bir içtenlikle bana çevirip "Bana çok kızgın mısın?" diye sorunca derin bir nefes alarak gözlerimi önüme çevirdim.

O an döner sandalyeme veya yatağıma oturmak yerine olduğum yere çöp bir dizimi kendime çekerek yere oturup sırtımı da yatağıma yasladığımda Zeynep de saçlarını bir omzuna toplayarak yere çöktü ve tam karşıma oturarak sırtını çalışma masamın ayağına yasladı. Bacaklarını bağdaş yaptıktan sonra tekrar başını kaldırıp bana bakınca derin bir nefes daha çektim içime ve başımı iki yana sallarken "Bilmiyorum." diye yanıtladım onu. Hiçbir şey demeden bana öylece bakmayı sürdürürken bir elimi saçlarımın arasına sokup dirseğimi kendime çektiğim dizime yasladım ve "İçimde çok büyük bir öfke var ama bunun tam olarak senin için olduğunu söyleyemeyeceğim. Sadece bu durum... Çok garip." diye devam ettim.

Zeynep de beni onaylayarak "Bana mı diyorsun? Bunu sana söylemek için ne kadar çok bekledim bir bilsen, şimdi bu dilediğim gerçek olmuşken... Ne yapacağım, sana nasıl davranacağım konusunda hiçbir fikrim yok." dediğine içime sıkıntılı bir nefes çekerek iki elimle yüzümü ovuşturdum ve "Şu iki gündür neler yaşadığımı tahin edemezsin Zeynep, yemin ederim biri şuradan çıkıp sen aslında bir penguensin dese ona bile inanacağım." diye yakındım. Bu yaklaşımın Zeynep'i güldürürken gülüşündeki babama ait olan benzerlik dikkatimi çekti. Şimdi neden bir türlü onu babasına benzetemediğimi anlayabiliyordum.

Gülüşünün hemen ardından hafif bir gülümsemeyle "Bana güveniyor musun bilmiyorum ama, anlatmak istersen dinlerim biliyorsun." dediğinde başımı sallayarak onu onaylayıp sessiz kalmayı seçtim. Kendi kendime düşüncelerimi bir düzene sokmaya çalıştıktan sonra tekrar ona bakarak "Nasıl öğrendin?" diye sorduğumda neyi kastettiğimi anlayarak gözlerini bir süre düşünürcesine boşluğa dikti. Ardından tekrar başını kaldırarak bana baktı ve bacaklarının üstündeki elleriyle oynarken "Baban ve anneni kendimi bildim bileli tanıyorum. Sürekli bize gelirler, benimle oyunlar oynarlardı ama onların hep bir aile dostumuz olduğunu düşünmüştüm. Sonra bir gün, on yaşıma daha yeni girdiğim haftaydı, annem benimle önemli bir konuşma yapmak istediğini söyledi." diye anlatmayı başlayıp sanki o zamanları uzun zamandan sonra ilk defa hatırlıyormuş gibi iç çekti.

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin