SAKLAMBAÇ

Bölüm 41

Mutide; Onur var.
İyi okumalar...

Kalbimde hissettiğim nabız artışıyla elimin altındaki yorganı sıktığımda Berk anında benden gözlerini kaçırdı ve ensesini kaşıyarak "Sizinkiler döndü ha?" diye konuyu dağıtmak istercesine sordu. Buna dünden razı olduğum için başımı sallayarak onu onayladıktan sonra "Dün akşam ben eve dönmeden gelmişler." diye onu onayladığımda başını kaldırarak bana bakıp aynı az önce benim yaptığım gibi başını sallayarak "Sanırım artık gitmelisin, sizinkiler döndüğüne göre artı o kadar rahat davranamayız. " deyince birden yüzüme tokat yemiş gibi oldum.

Evet bizimkiler buradayken istediğimiz gibi hareket edemeyeceğimizi ben de biliyordum ama evden kovulmayı da planlamamıştım.

Uğradığım hayal kırıklığını ona göstermemeye çalışarak oturduğum yerden kalktım ve gözlerimi elimden geldiğince ondan uzak tutmaya çalışarak "Haklısın, gitsem iyi olur." deyip kapıya yöneldim. Tam elim kapı kolunu kavramışken Berk arkamdan "Güneş." diye seslenince duraksayarak derin bir nefes verdim ve arkama dönerek ona sorarcasına baktım. Göz göze geldiğimizde bir süre sessiz kaldıktan sonra ellerini eşofmanın ceplerine sokarak "Yarın sabah okula beraber mi gideceğiz?" diye sordu. O an her ne kadar bana bir söz vermiş olsa da Berk'in bunu tutmakta zorlandığını fark ettiğimde ona biraz olsun yardımcı olmak için "Öyle düşünmüştüm ama sanırım ayrı gitsek daha iyi olacak." deyip sanki bu kendi isteğimmiş gibi sözü burada keserek gitmek istedim ama bana izin vermeyerek son anda "Onun için sormadım." diye konuştu ve elleri halâ ceplerindeyken omuz silkerek "Belki de Onur'la anlaşmışsındır diye sordum. Sabah aynı saatte duvarın yanına beklerim seni." diye ekledi.

Söylediklerine inanıp inanmamak arasına kaldığımda dudaklarına hafif bir tebessüm yerleştirip "Yarın görüşürüz kızıl." dediğinde ben de ufak bir tebessüm ekledim dudaklarıma ve başımı olumlu anlamda sallayıp "İyi geceler." diyerek odadan ayrıldım. Demirlerin üstünden atlayarak kendi odama geçikten sonra tam perdeyi kapatmıştım ki telefonum çalınca kaşlarımı çatarak arayana baktım. Ekranda Onur'un adını görmek kaşlarımın havalanmasına sebep olurken kendimi yatağa attım ve aramayı "Efendim?" diyerek yanıtladım. Onur uzaktan gelen sesiyle "Evde misin güzelim?" diye sorduğunda kaşlarımı hafiften çattım ve "Evet, sana döndüğümüzü mesaj atmıştım." diye onu yanıtladım.

Cevabımla "Evet biliyorum, belki de başka bir yere falan uğraşmışsınızdır diye düşündüm. Size doğru geliyorum, kapıya çıkabilir misin?" dediğinde istemsizce gözlerimi büyüttüm ve "Bize mi geliyorsun?" diye sordum. Onaylayıcı bir mırıltının ardından "Sizin sitede oturan bir arkadaşımın evindeydim, buraya kadar gelmişken sana da bir uğrayayım dedim." diye sorumu yanıtladığında hızla yattığım yerden kalktım ve evin önündeki yola bakan cama yönelip perdemi aralarken "Arabada mısın sen?" diye sordum. "Aynen, beş dakikaya oradayım. Mesaj attığımda çıkarsın, dışarıda üşüme." diye cevap verdiğinde sesinin neden uzaktan geldiğini anlayarak o görmeyecek olsa da başımı olumlu anlamda salladım ve "Tamam, aşağı iniyorum ben." diyerek perdemi kapatıp kapıya yöneldim.

Onur da beni onayladıktan sonra telefonu kapattığında odamdan çıkarak merdivenlere yöneldim. Aşağı inerken Onur'un bana hissettirdiği heyecanı ve Berk'in bizi görmesi konusundaki korkumu kıyaslarken oturma odasına vardığımda babam dalgın halimi fark etmiş olacak ki "Bir şey mi oldu kızım?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda sallayarak koltuğun kol koyma yerine oturduktan sonra elimdeki telefonu hafifçe kaldırarak gösterdim ve "Bir arkadaşım aradı da, buralardaymış. Bizim siteye gelmişken bana da uğramak istemiş." diye açıklama yaptım. Babamın bununla beraber hafifçe kaşları çatılırken annem gözlerini elindeki dergiden alarak bana çevirdi ve "İçeri girecek mi? Safiye'den bir şeyler hazırlamasını isteyelim." diye sordu. Her ne kadar bundan emin olamasam da başımı olumsuz anlamda salladım ve "Gireceğini sanmıyorum." diye sorusunu yanıtladım. Tam bu sırada Onur'dan mesaj gelirken elimdeki telefona kısa bir bakış attım ve oturduğum yerden kalkarak "Ben kapıdayım." diye haber verip onları arkamda bıraktım.