Bölüm 55

847 69 66
                                    

İki günün ardından yine beraberiz. Uzatmadan bölüme geçiyorum o zaman, multide; Onur Beyler var.
İyi okumalar...

Hemşire odadan çıkmadan önce "Hastayı çok fazla yormayın." diye belirtirken ben ve odadaki diğer herkes başlarını sallayarak onu onayladı. Kapı sesinin ardından içeride biz bize kaldığımızda Cenk herkesten önce davranarak Berk'in başına bitti ve gerçek bir samimiyet ve endişeyle "Nasılsın abi, var mı ağrın sızın?" diye sordu. Berk muayene sırasına geçen sürede biraz daha kendine geldiği için daha dinç bir sesle "Hafif bir ağrım var sadece, iyiyim merak etmeyin." diye onu yanıtlarken arkadan Cenk'in koluna tutunarak tek ayağı üzerine eğilen Zeynep "Ağrı kesicilerin etkisi geçtiğinde pek de rahat olamayacaksın." diye üzgün bir ifadeyle konuştuğunda Berk hafiften gülümseyip "İdare ederim." diye onu yanıtlayınca elimi sol omzuna koyarak başını bana çevirmesi üzerine "Bunu göreceğiz." diye konuştum.

Çünkü tahmin edebiliyordum, ağrısı beklediğinden şiddetli olacaktı.

Berk'in gözleri benden "Annenlere haber verdik, sabaha doğru burada olurlar." diyen annemi bulurken afallayarak "Si-siz?" diye konuşunca babam onu bölerek "Biliyor muyuz evet. Bize bir açıklama borçlusun kerata." diye devam edince göz devirerek "Kimseye bir açıklama borçlu olduğu falan yok, şu an tek yapması gereken şey dinlenmek." dedikten sonra Zeynep'e dönerek "Yarın ben okula gelmem, notları hallederiz?" diye sorarcasına konuştum. O başını sallayıp "Merak etme sen." derken hemen ardından Berk itiraz istemeyen bir sesle "Yarın okulu falan ekmiyorsun Güneş." deyince çattığım kaşlarımla ona döndüm.

"Benim yüzümden zaten yeterince dersleri kaçırıyorsun."

Çatık kaşlarım varlığını korurken "Seni bu halde bırakıp gideceğimi sanıyorsan yanılıyorsun Atalay. Ayrıca derslerimi falan da kaçırdığım yok, okullar başladığında beri derslerde sizden ilerideyim ben." diye ona cevabımı verdiğimde "Ha yani bunun için oturup koca gün bana bakıcılık mı yapacaksın?" diye sorunca kendimden emin bir şekilde başımı salladım. "Evet, planım bu." Berk bir süre bana çatık kaşlarıyla baksa da dayanamayıp sırıtarak önüne dönerken Cenk başıyla karını işaret edip "Nasıl oldu bu?" diye sorunca birden tüylerim diken diken oldu. Gözümün önüne Berk'in kanlar içindeki halinin gelmesiyle beni bundan uzaklaştıran onun sesi olurken "Dans okulundan çıkmış yürüyorduk, sonra bir kadının sesini duyduk." demesi üzerine huysuz bir ifadeyle "Ve Berk Bey'in kahramanlık yapası tuttu." diye hikayeyi tamamladım.

Bununla beraber Berk çatık kaşlarıyla bana dönüp "Ne yapsaydım, çocuğun çantayı alıp kaçmasına izin mi verseydim Güneş?" diye sorunca oflayarak alnımı ovuşturup "Bu hale düşmenden iyidir." diye onu yanıtladım. Evet yaptığı doğru bir hareketti belki ama onun bu hale geleceğini bilsem bir de ben üstüne o çocuğa kendi çantamı verirdim. Kimin ne düşündüğü umurumda değildi.

Elimde hissettiğim elle gözlerimi Berk'e çevirdiğimde baş parmağıyla elimin üstünü okşayıp "Ben iyiyim." diye konuşunca hafifçe başımı salladım ve "Sen bir de bunu saatler önce kanamanı durdurmaya çalışan Güneş'e söyle." dedim. Bununla beraber gözlerinden bir hüzün geçerken bu ortamı dağıtan şey Zeynep'in "Çantası çalınan kadına ne oldu peki?" diye sorması oldu. Berk'in elinden elimi çekip saçlarımdan geçirdim ve "Kapkaççıyı teşhis etmek için polisle gitti." diye onu yanıtlayıp babama dönerek "Birinin o işle ilgilenmesi lazım." diye belirttim. Babam başını sallayıp "Biraz sonra karakola giderim." diye beni yanıtlarken annem Berk'e hitaben "Bari bıçağı görünce kaçsaydınız ya oğlum." dediğinde gözlerimi ona çevirdim.

"Çocuk bizimle yaşıttı, korktuğu her halinden belliydi bir hamle yapacağını düşünmedim. Sadece göz korkutmaya çalışıyordu."

Cenk Berk'in açıklaması üzerine iğneleyici bir sesle "Evet, baya iyi korkutmuş gözünüzü." diyerek onun karını işaret ederken bu konuda Berk'e katıldığım için "Berk ona yönelince panik yaptı sanırım, olay olduktan sonra da 'İstemeden oldu.' deyip kaçtı zaten." diye ekledim. Zeynep çatık kaşlarıyla "İstemeden adam mı bıçaklanıyormuş." diye konuşurken Berk göz devirerek "Abartmayın, sadece bir sıyrık. Ayrıca küçük bir çakıydı elindeki."  diye Zeynep'e karşı çıkınca ona dönerek "Dur bakalım orada, o çakı hiç de küçük bir şey değildi. Onun çeyreği kadar olan iğneden korkarsın sen." diye araya girdim.

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin