Bölüm 32

927 75 22
                                    

Aman Allah'ım! Olamaz! Tatil bitti 😭  Ama nedeen?! Bu bölüm tatili bitirecek bir bölüm olsa da -hafta sonu kursu var yazarcığınızın- sanırım artık başlamalıyız ha? Bakalım bizim Güneş kız ve Berk arasında bu bölüm neler olacak ve ilişkileri nereye gidecek? Aradan çok zaman geçmiş olmasa da multiye yine Berk'i bırakıyorum. Bence bu bölüm için en yerinde kişi olur.
İyi okumalar canımcımlar...

Berk Atalay

Bilincimin yavaş yavaş açılmasıyla gözlerimi araladığımda odanın çoktan karanlığa büründüğünü gördüm. Gözlerim açık bıraktığımdan emin olduğum kapalı televizyona kayarken bunun hemen ardından üstümdeki battaniyeyi fark etmem bana eve benden habersiz birinin girdiğini yeterince kanıtlıyordu. Bunun kim olabileceğini düşünerek koltukta oturur pozisyona geldim ve eve girenin Safiye abla mı yoksa Güneş mi olduğuna karar vermeye çalıştım. Safiye ablada evin yedek anahtarı vardı ve içeri rahatlıkla girebilirdi. Bu saatte eve genellikle pek uğramasa da öğlen evi temizlemek için gelmişi ve halimi gördükten sonra beni tekrar kontrole gelmiş olma ihtimali yüksekti. Güneş'se okuldan döndükten sonra belki de sabah olduğu gibi beni merak etmiş ve odamın çoğu zaman kilitli olayan balkonundan rahatça içeri girmiş olabilirdi.

Öylece koltukta oturmuş karşımdaki karanlığı seyrederken saçlarımın arasında bir gariplik sezmemle sol elimi refleks olarak oraya götürdüm. Sanki saçlarımın arasına bir el gezmiş gibiydi, onu halâ hissettiğimi bile söyleyebilirdim size ama bu büyük ihtimal bütün günü uykusuz geçirmemin bir yan etkisiydi. Kendi kendime kuruntu yapıyor olmalıydım. Bu yüzden elimi saçlarımdan çekerek başımı hafifçe iki yana salladım ve dizlerimin üstünde kalmış battaniyeyi tamamen kenara atarak oturduğum yerden kalktım. Kol saatimden saati kontrol ederek 19.11 olduğunu gördüğümde hafifçe kaşlarım havalandı. En geç 15.30 gibi uyumuş olmalıydım ki dört buçuk saatlik uyku benim için yeterince iyi bir başarıydı. 

Her ne kadar mutfağa geçip akşam yemeği yemem gerekse de iştahsız midem sebebiyle ayaklarım beni merdivenlere yöneltti. Tam ilk basamağı atarken elimi trabzanın topuzuna koymuştum ki orada bir kağıt hissedince duraksayarak kaşlarımı çattım. Karanlık yüzünden görmediğim için yanında durduğum duvarın hemen diğer tarafındaki anahtardan ışığı açtıktan sonra gözlerimi tekrar topuza diktiğimde bunun tahmin ettiğim gibi bir kağıt, sarı bir postit olduğunu gördüm. Çatık kaşlarımla postiti oradan koparıp üstündeki mavi pilot kalemle yazılmış yazıyı okudum.

"Tabii ki de aç olduğun halde mutfağa değil de odana çıkıyorsun. Açlıktan ya da uykusuzluktan ölmeye niyetin var galiba senin. Git de yemeğini ye hadi.
-Bayan Gizemli"

Yüzümde salak bir sırıtmayla başımı iki yana sallarken "Sanırım evime gireni tespit ettim." diye mırıldandıktan sonra kağıdı eşofmanımın cebine sokarak mutfağa yöneldim. Kapıda ışığı açmamla orta tezgahta beni kurulmuş bir masa karşılarken kendi kendime güldüm ve oraya yönelip boş tabağıma itinayla yapıştırılmış bir diğer postiti elime aldım.

"Salatan ve içeceğin hazır, çorba migrodalgada, lazanya ise mikrodalganın yanında tabağa koyuk. İkisini de birer dakika ısıtsan yeterli olur. Eğer geç uyanmışsan lazanya için iki dakika da ayarlayabilirsin. Tabii ki tatlıyı da unutmadım, o da dolapta.
-Bayan Gizemli"

Sırıtarak "Bayan Gizemli ha?" diye alayla konuştum ve Güneş'in dediklerini aynen uygulayıp  o an açılan iştahımla akşam yemeğimi yedim. Bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra o kağıdı da alarak bu sefer hiçbir kağıtla karşılaşmadan odama çıktım. Zaten artık başka bir kağıt olduğunu düşünmüyordum, ihtiyacım da yoktu zaten. Zira odamın kapısını açıp içeri girerken yüzümde keyfimi çoktan yerine getirmiş bir gülümseme bulunuyordu. Bu yüzden keyifli bir şekilde odamın ışığını da açtım ve en azında bugün için Güneş'i görmeme kararı almış olsam da yaptıklarından dolayı teşekkür etmek için balkonuma yöneldim. Kapalı olan perdemi açmadan önce tam elimdeki telefonu çalışma masama bırakmak için oraya dönmüşüm ki masamda üst üste konmuş kitapları ve defterleri fark ettim. En üsteki kimya kitabına yapıştırılmış beni bekleyen sarı postiti de gözden kaçırmamıştım tabii ki.

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin