SAKLAMBAÇ

Bölüm 11

İşte geldim. Günaydın millet. Multide; Sena var.
Hepinize iyi okumalar...

Kapıdan çıkar çıkmaz karşı sınıfın kapısında Onur'la muhabbet eden Sena'yı görünce hemen onun yanına yöneldim ve karşılarında durarak "Derdin ne kızım senin?" diye sordum. Bununla beraber bana kaşlarını kaldırarak bakarken Onur "Güneş, bir şey mi oldu?" diye sorunca ona dönerek Sena'yı gösterdim ve "Sevgili arkadaşın beni itip kakmasına sesimi çıkarmayınca arkadaşlarımı sakatlayabileceğni sanmış sanırım." dedim. Onur bana kaşlarını kaldırarak bakarken Sena "Ay sen arkadaşını savunmaya mı geldin? Ama ben sana söyleyeyim canım, önce o değişik kız bana çarptı." deyince tam öfkeyle kaşlarımı tekrardan çatmıştım ki Onur "Sena yalan söylemiyor Güneş. Ben de yanındaydım, önce Zeynep ona çarptı." diyerek araya girdi.

Onun bu dediği şeye inanamayarak hem hayret hem de sinirle "Ha o zaman sorun yok, suç Zeynep'in. Sen deli misin Onur?! Kız tek ayakla sekerek yürüyor!"diye çıkıştım. Onur da hafiften kaşlarını çatarak "Ben o anlamda demek istemedim." dediğinde tam onu susturmak için ağzımı açmıştım ki arkamdan "Güneş!" diye bir ses duyuldu. O tarafa döndüğümde Berk kapının önünde çatık kaşlarıyla Onur'a bakıp sonra bana döndü ve "Gel hadi uğraşma şunlarla." dedi. Önüme döndüğümde Onur ona kaşlarını kaldırıp sorgularcasına bakarak "Şunlar?" derken Sena yolmak istediğim kıvırcık saçlarını havalı sandığı bir adayla omzunun arkasına attı ve "Evet canım hadi git de şu yakışıklı arkadaşını dinle. Yoksa bir bakmışsın sen de o değişik arkadaşın gibi etrafta sekerek geziyorsun." diyerek egolu bir ifadeyle sırıttı.

Onun bu dediğiyle benim dayanak noktam çökerken tam sinirle "Seni," diyerek üstüne doğru bir adım atmıştım ki arkamda duran Berk hemen bana yetişip kolumu tutarak önüme geçti ve "Bua değmez Güneş." dedikten sonra Sena'ya döndü ve onun tam gözlerinin içine bakarak "Sen de bize bulaşmamaya çalış yoksa bir bakmışsın okulda sekerek gezen Güneş değil sensin." dedi. Ben onun bu dediğiyle kaşlarımı kaldırırken ve Sena şaşkınlıkla hafiften gözlerini büyütürken Berk onu hiç umursamadan beni tuttuğu kolumdan sınıfa doğru dürdürdü ve ilerlemeye başladı ama daha ancak iki adım atmışken Onur arkamızdan "Hey yeni!" diye seslenince ikimiz de oraya döndük. Onun yeşil gözleri Berk'in üstünde sabitliyken ve pek de dost canlısı bakmazken Berk'in kendisine dönmesiyle uyarıcı bir sesle "Kimin yanında ki tehdit ettiğine dikkat et." deyince ona şaşkınlıkla baktım.

Bu çocuk benim yanımdayken de böyle miydi?

Berk onun bu tavrını hiç umursamadan -gerçi o hiçbir şeyi umursamıyordu ya- küçümsercesine sırıttıktan sonra "Benimki bir tehdit değil uyarı sadece ama eğer tehditlerden bu kadar rahatsız oluyorsan önce şu kıvırcık sevgiline laf anlat, bana değil." dedi ve beni tekrar tuttuğu kolumdan tutarak sınıfa soktu. O beni sırama yönlendirirken benim tek düşündüğüm şey arkamızdan sesi çıkmayan Onur'du. Yoksa, yoksa onlar gerçekten de Sena'yla sevgili mi olmuşlar? Onur'un daha önce hiç sevgilisi olduğunu görmemiştim. Evet çok kızla takılan biriydi o ama dört yıldır sadece çevresinde en fazla bir hafta takıldığı kızla vardı. Başka bir şey değil.

Ve ben gidip bula bula böyle bir çocuk bulmuştum hoşlanacak.

Berk sıramıza geldiğimizde kolumu bırakıp yerine geçerken zil çoktan çalmıştı. Ben de yerime oturduktan ve zil de sustuktan sonra Zeynep heyecan, merak ve biraz da panikle "Ne oldu?" diye sordu. Onun bu haliyle göz devirip "Hiçbir şey, sadece biraz tartıştık." dediğimde Zeynep derin bir nefes alıp "Oh çok şükür." deyince hafif çatık kaşlarımla "Sana bir daha sataşırsa bana söyle." dedim. Bu onun yüzündeki gamzeyi ortaya çıkarırken adeta mavi gözleri ışıldadı ve başını sallayarak sanırım beni daha çok sorguya çekmemek için önüne döndü. Onun arkasından istemsizce ben de hafifçe tebessüm ettiğimde Berk "Zeynep'i bu kadar önemsediğini düşünmüyordum." deyince sesinde herhangi bir iğneleme tınısı olmadığı için umursamazca omuz silktim ve ardından "O kıvırcığı orada öldürmeme izin vermeliydin." dedim.