Kaldığımız yerden devam millet. Multide; Onur var.
İyi okumalar hepinizee...Berk'in hafiften burununu çekerek yanağındaki elimi indirmesiyle ben de kendime geldiğimde kendimi hafiften geri çekmemle o da bir anlığına benden gözlerin kaçırdı ve ardından tekrardan gözlerime bakarak "Bunu daha sonra konuşuruz, şu an için çözmemiz gereken daha önemli konular var." dedi. Onun bu cümlesi bana yüzleşmem gereken diğer gerçekleri hatırlatırken başımı iki yana salladım ve "Yapamam Berk." dedim. Berk'in göz bebeklerindeki titremeyle benim de içimdeki burukluk kendini gösterirken zar zor durdurduğum göz yaşlarımın tekrar akmaya başlamaması için gayret göstererek başımı iki yana salladım ve "Senin yaptıklarından sonra, bunca zaman gözümün içine bakarak bana olabilecek en büyük yalanı söyledikten sonra seninle hiçbir şey olmamış gibi bir arkadaşlığı yürütemem." diye ekledim.
Berk hızla başını iki yana sallayarak dizlerimin üstündeki ellerimi kavradı ve yalvarırcasına "Güneş lütfen, lütfen yapma bunu. Bunca yıldan sonra beraberken... Lütfen benden yine uzaklaşma. Bizi özlediğini, beni özlediğini biliyorum. Sen her ne kadar inkar edersen et her cumartesi çocuklarla oynadığın saklambaç, halâ sıramızda aynı yere çizdiğin ve yatağının başlığında bile bulunan sevgi çemberi, uyuyamadığım geceler resmimizi baş ucuna alman bunu gösteriyor zaten. Sen de beni en az benim seni özlediğim kadar özlemişken şimdi neden benden kaçıyorsun?" diye konuştuğunda sinirli bir ifadeyle gülerek oturduğum yerden kalkıp kapının tarafına doğru birkaç adım attım ve bir elimi saçlarımdan geçirip tekrar ona dönerek "Özledin ha? Beni gerçekten özledin mi?" diye sordum.
Berk neyden bahsettiğimi anlamıyormuş gibi ayağa kalkıp bana dönerek "Tabii ki özledim." dediğinde devam etmesine izin vermeyerek sinirle "O zaman bunca yıl neredeydin?!" diye bağırdım. Bir anlığına duraksarken "Bir mesaj atmak çok mu zordu Berk?! Bir telefon çağrısı?! Kahretsin ya en azından yaşadığına dair herhangi bir bilgim olsaydı!" diye devam ettiğimde bana doğru bir adım atıp "Yapamadım Güneş," dediğinde elimi kaldırarak onu susturdum ve tekrar akmaya başlayan gözyaşlarımla "Git Berk." dedim. Bununla beraber karşımdaki gözleri yaşlı çocuk bir anlığına irkilirken kendimden emin bir sesle "Sadece git ve beni yalnız bırak, bunca yıldır benden nasıl uzak kaldıysan yine öyle yap. Çünkü o zamanın aksine benim bu sefer gerçekten yalnızlığa ihtiyacım var." diye ekleyip elimin tersiyle ıslanmış yanağımı sildim.
"Biraz düşünmem gerek."
Berk herhangi bir şey demek yerine bir süre sessiz kaldığında başımı kaldırarak ona baktım ve acı yüklü kahverengileriyle karşılaştım. Bu benim de içimi sızlatırken göz göze gelmemizle dudaklarına ufak, buruk bir tebessüm yerleştirip "Bana bir daha eskisi gibi bakmayacaksın değil mi? Bir daha öyle olamayacağız." diye sorduğunda "Hangi eski?" diye sordum. "Sana nasıl davranmamı istiyorsun? Amerika'ya gitmeden önce çocukluk arkadaşım olan Berk'e davrandığım gibi mi yoksa onca yıldan sonra yepyeni bir insan olarak saçma bir saklambaç oyununda hayatıma giren arkadaşım Berk gibi mi?" Berk bana doğru bir adım atıp "İkisi de aynı kişi Güneş." dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım ve "Benim gözümde ikisi de birbirinden tamamen ayrı kişiler, Berk. Tek fark ikinci tanıştığım Berk'in çocukluk arkadaşım olan Berk'i de lekelemiş olması ama merak etme, on yaşında kadar seninle geçirdiğim yıllar ve biriktirdiğim anılar her zaman hayatımın en güzel yılları olacak. Sana sadece bunu söyleyebilirim." diye ona cevap verdim.
Bu sırada gözlerim Berk'in çenesine doğru süzülen bir diğer yaşa takılırken "Ne olacak şimdi?" diye çatallaşmış bir sesle sorduğunda gözlerimi tekrar gözlerine çıkardım. Bana soru dolu gözlerle bakarak "Bir daha benimle konuşmayacak mısın? İki yabancı mı olacağız birbirimize? Sana belki kim olduğum konusunda yalan söyledim Güneş ama ben yine aynı kişiydim. Halâ mutsuz olduğun zamanlardan seni güldürmek için türlü şebeklikler yapan, sırf canın çektiği ve yemekten önce izin vermediği için Safiye abladan gizli mutfaktan damla çikolatalı kurabiye çalan kişiydim. O saklambaçta bana çarptığın andan beri sana söylediğim tek yalan kim olduğumdu yemin ederim, diğer her şey gerçekti. Duygularım, samimiyetim ve Berk, yani kendi hakkımda söylediklerim gerçekti. Beni sevdiğini biliyorum, çocukluk arkadaşının olan Berk'i değil hayır, hiç beklemediğin bir anda hayatına girip onu bıraktığı boşlukları dolduran çocuğu sevdiğini biliyorum. Şimdi bunca yaşadığımız şeyden sonra, bana tek bir şans olsun vermeyecek misin?" diye sorduğunda beynimde büyüyen uğultuyu susturup biraz olsun düşünmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ
JugendliteraturHey selam! Ben Güneş, Güneş Esendemir. Ve bu benim hikayem. Hikayem, ben daha ortaokul beşinci sınıftayken çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda aşkımın beni bırakıp ailesiyle beraber bu ülkeden ayrılması ve benim o geri dönene kadar onu nasıl beklediğ...