Bölüm 64

653 69 14
                                    

Gecikmiş bölümünüzü sonunda getirebildim, tekrardan hepinizden özür diliyorum. Hadi hep beraber bölüme geçelim. Multide bu bölüm küçük bir tepkiyle fark etmeden bizimkilerin üstünde büyük bir etki yaratan Onur var.
Hepinize iyi okumalar...

Sinema salonundan çıkarken gülmekten gözümden akan yaşları silip "O son sahneyi hiç beklemiyordum." dediğimde Berk de benim gibi gülerek başını olumlu anlamda salladı ve "Ben de." dedikten sonra beni sinema katından inen merdivenlere yöneltirken "Bu kadar gülmek beni acıktırdı." diye ekledi. Yürüyen merdivenlerden inerken ona kıstığım gözlerim bakarak "Sen zaten nasıl oluyorsa hep açsın." dediğimde başını yere eğerek güldü ve "Bir kere geliyoruz şu dünyaya, yemeyip de ne yapayım." diyerek kendini savundu. Ona kaşlarımı kaldırarak bakıp "Göbeğin çıktığında hatırlatacağım sana bu laflarını." dedikten sonra merdivenden inip yemek kısmına yöneldiğimde beni takip ederek "Göbek ne ya, Allah korusun. Ağzını hayra açsana kızım." diye bana cevap verince onun bu haline gülmekten kendimi alamadım.

Berk'in inadı yüzünden otobüs kullanarak geldiğimiz AVM'de ilk yaptığımız şey önce sinemalara bakmak olmuştu. Vizyondaki filmleri internetten kontrol etmeden geldiğimiz için pek de seçeneğimiz olmadığını görünce seansı en yakın olan bir komedi filmini biraz da isteksizce bilet almıştık çünkü aklımızda uzun zamandan sonra sinemaya gelip şöyle güzel bir film izlemek vardı ama şimdi filmden çıktıktan sonra buna da pişman olmadığımı söyleyebilirdim. Aslında gayet de keyifli bir filmdi ve eğer bir komedi filmini filmden daha komik bir adamla izliyorsanız -bu da Berk oluyor- bu sizi olmasını gerekenden iki kat daha çok güldürüyordu çünkü filmin neredeyse yarısında sahnelerden çok Berk'in bunlara yaptığı fısıltılı yorumlara gülmüştüm. Gerçekten de insanı nasıl güldüreceğini çok iyi biliyordu. Benim gibi birini bile.

"Güneş?"

Kolumda hissettiğim temasla başımı kaldırarak ona bakıp "Ha?" diye sorduğumda hafiften çattığı kaşlarıyla "İyi misin sen?" diye sorunca onu başımı sallayarak onayladım ve "İyiyim, dalmışım sadece bir an." dedikten sonra "Sen ne diyordun?" diye sordum. Dediklerimin doğruluğunu tartarcasına bir süre gözlerime baktıktan sonra başıyla önünde durduğumuz stantları işaret edip "Ne yemek istersin diye sormuştum." diyerek sorusunu hatırlatınca ben de başımı çevirerek gösterdiği yere baktım ve bir süre mırıltıyla düşündükten sonra "Bilmem ki, fark etmez bana. Senin canın ne istiyor?" diye sordum. Elleri kotunun ceplerindeyken omuz silkerek "Pizza mı yesek?" diye sorduğunda onu başımı sallayarak onayladım ve o tarafa yönelirken "Ayrı ayrı mı alıyoruz yoksa ortaya bir tane orta boy mu yaptıralım?" diye sordum.

Pazar günü kalabalığı yüzünden sesini bana duyurmak için arkamdan hafifçe öne eğilerek "Bence ortaya bir büyük boy yaptıralım, anca yeter bize." dediğine sırıtarak başımı hafifçe geri atıp ona baktım ve "Göbeği hatırlatırım." derken kaşlarımı kaldırıp indirim. Berk bunun üzerine ilk önce bana kısık gözleriyle baksa da sonra sanki bir şey fark etmiş gibi karşıya bakıp birden kolunu arkadan belime sararak beni durdurdu ve gözlerini diktiği yerden ayırmadan "Sen benimle uğraşacağına önüne bak." diye şakayla karışık bir uyarıda bulundu.

Onun bu uyarısıyla ben de önüme döndüğümde anne babasının birkaç adım önünde el ele zıplayıp koşarak ilerleyen çarpmak üzere olduğum iki çocuğu görünce beni neden durdurduğunu anladım. İkimiz de çocuklu ailenin geçmesini beklerken Berk el ele aşağı inen yürüyen merdivene atlayan kız ve çocuğa bakarak gülerek "Bana bizi hatırlattılar." dediğinde dudağımda istemsizce oluşan tebessümle başımı sallayıp "İkizler sanırım." dedikten sonra onların geçmesi üzerine yoluma devam ettim. Berk de kolunu çekerek peşimden gelmeye devam ederken "Hiç benzemiyorlar." dediğinde masaların arasından geçerek pizzacının önündeki sıraya girdim ve yan tarafıma geçmiş ona bakarken "Çift yumurta ikiziler çünkü." diye onu yanıtladım.

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin