Bölüm 20

1.2K 75 26
                                    

Evet şimdi kaldığımız yerden devam edebiliriz. Bugün ablanız okula gitmediği için evde pinekliyor, uzun süreden sonra rahat rahat bölüm yazacak sanırım 😄 Hadi uzatmadan bölüme geçelim canımcımlar.
Hepinize iyi okumalar...

İştahsız bir şekilde Safiye ablanın koyduğu sıcak çorbayı bitirdikten sonra halsiz bir şekilde yerimden kalktım ve "Sağ ol Safiye abla." diyerek kapıya yöneldim. Safiye abla arkamdan seslenip ona dönmemle yanıma gelirken "Kızım bir doktoru falan mı çağırsak, iyice kötü oldun sen." deyince başımı olumsuz anlamda salladım ve "Gerek yok, biraz uyursam geçer, hiçbir şeyim kalmaz." diye bir yalan uydurdum. Şu an doktorla uğraşmaya hiç halim yoktu. Bu onun içine sinmese de bana biraz daha zaman vermek istemiş olacak ki elini alnıma koyup kısa bir ateş kontrolü yaptıktan sonra başını onaylarcasına salladı ve "Sıkıca ört üstünü, bir şey olursa da beni çağır tamam mı?" diyerek bir onaylamamı beklercesine gözlerime baktı.

Onu başımı sallayarak onayladıktan sonra arkamı dönerek ilk önce mutfaktan ayrıldım, sonra da odama çıkan merdivenleri tırmandım. Kapıyı kapatıp oraya kısa bir süre yaslandıktan sonra yatağıma değil de kitaplığıma yöneldim ve Berk'le ikimizin bulunduğu çerçeveyi elime alarak bir süre iki mutlu çocuğa baktım. Hasta olmanın verdiği duygusallık sebebiyle gözlerim anında dolarken "Keşke şimdi burada olsaydın, gelip bana sıkıca sarılırdın ve ben de hemen uyurdum." diye mırıldandım. Ardından derin bir nefes aldım ve elimdeki çerçeveyle yatağıma yöneldim. Resmimizi komodine, baş ucuma koyduktan sonra mide bulantım iyice artınca biraz temiz hava almak için balkonuma yöneldim. Perdeyi açmamla karşı balkondaki Berk'le göz göze gelmem bir olurken dudaklarımda ufak bir tebessüm belirdi ve kapıyı açarak "Beni mi dikizliyorsun sen?" diye sorup kendi balkonuma çıktım.

Berk sırıtarak "Perden kapalı olduğuna göre bu pek mümkün görünmüyor." dediğinde bir şey demeyerek tebessüm etmeye devam ettim. Aramızda kısa bir süre sessizlik olduktan sonra o da aynı benim gibi durgunlaşıp "Sen iyi misin? Daha kötü görünüyorsun." diye sorduğunda belki geçmesini umarak kollarımı bulanan mideme üşüyormuş gibi sıkıca doladım ve "Baş ağrım halâ beni öldürüyor, bir türlü uyuyamadım." diyerek onu yanıtladım. Berk tam bir şey demek için ağzını açmışken ağzıma gelen safra tadıyla elimi hızla ağzıma bastırıp arkamı dönerek banyoma koştum. Berk arkamdan "Güneş!" diye seslenirken kendimi içeri zor atıp klozete eğildim ve ağzıma gelen bugün yediğim şeyleri çıkarmaya başladım. İğrenç tat boğazımı yakıp geçerken kısa bir süre sonra arkamda bir patırtı oldu ama dönüp bakacak durumda değildim.

İçimdeki her şeyi çıkarıp rahatlamaya çalışırken arkama biri çöküp bir de elini alnıma koyunca kokusundan onun Berk olduğunu anlamıştım. Kusmamın durduğu kısa sürede onu itmeye alışıp "Senin de miden bulanacak." dediğim sırada tekrar gelen öğürmeyle cümleme devam edemedim. Berk beni hiç umursamayıp güç almam için sırtımı göğsüne yaslayarak bir elini de midemin üstüne koyduktan sonra "İyiyim ben, sen çıkar da rahatla." deyince daha fazla umursamadan içimdeki her şeyi çıkardım. En sonunda midemin boşaldığından emin olduğumda geri çekilip halsizlikle Berk'e yaslandım. O da elini alnımdan çekip kusarken akmış göz yaşlarımı silerken "İyi misin biraz daha?" diye sorunca hafifçe başımı salladım. Halâ mide bulantım vardı ama bunu ona söylemesem daha iyi olurdu.

Berk oturduğu yerden kalkıp benim de kalkmama yardım ederken "Yüzünü yıka da kendine gel biraz." deyince ellerinden destek alarak ayaklandım ve o sifona basarken ben de elimi yüzümü yıkayıp ağzımı çalkaladım. Suyu kapatıp doğrularak aynada halsiz yüzüme baktığım sırada hemen arkamda gözleri yüzüme sabitli olan Berk "Hiç iyi görünmüyorsun." deyince zoraki bir şekilde hafifçe gülerek "Az önce arkadaşının önünde kusan bir kıza söylenecek en güzel cümle, teşekkür ederim." dedim. Berk benim bu iğneleme gülerek "Rica ederim." deyip saçlarıma uzanınca kaşlarımı çatarak "Ne yapıyorsun?" diye sordum. Okuldan geldiğimden beri fazlasıyla dağılmış topuzumu çözerek "Bu saçla nasıl rahat edebiliyorsun?" diye sorduğunda kısa bir an yorgunlukla gözlerimi kapatıp "Sadece yeniden yapmaya üşendim." diye onu yanıtladım.

SAKLAMBAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin