Hafta başı ve söz verdiğim gibi buradayım millet, hadi sizi bekletmeden bölüme geçelim.
İyi okumalar...Uykumun yavaşça açıldığını hissederken belime sarılı kola rağmen diğer tarafa döndüğümde yüzümün yakınında bir sıcaklık hissedince kaşlarım çattım. Buğulu zihnim yavaş yavaş kendine gelirken kolumdaki elim sahibi de çözemediğim için sızlayan gözlerimi araladığımda birden yüzümün birkaç santim ötesinde Berk'in yüzünü görünce şaşkınlıkla elalarımı büyüttüm. Gözlerim hızla odayı tararken şu an benim değil de Berk'in odasında olduğumuzu fark etmek beni daha da şok ederken buraya nasıl geldiğimi düşünmeye çalıştım ve en son hatırladığım şeyin aşağıda, başım Berk'in omzuna yaslıyken izlediğim film olduğunu fark ettim. Gerisi ise karanlıktı. Anlaşılan orada uyuyakalmıştım ve Berk de beni odasına getirmişti. Kucağında benimle balkondan atlayacak hali yoktu ya çocuğun. Peki ya Safiye abla? Onun haberi var mıydı burada olduğumdan? Berk beni uyndırmadığına ve odama da götürmediğine göre bunu Safiye ablaya haber vermiş olmalıydı. Yoksa şimdiye kadar elli kere odaya dalıp bizi azarlayarak uyandırırdı.
Kafamdaki soru işaretlerini sonunda yok ettiğimde ve içim biraz olsun rahatladığında sakince, fazla hareket etmemeye çalışarak derin bir nefes verdim ve gözlerimi biraz ilerimdeki yüze çevirip onun bu saçları dağınık uykudaki haline odaklandım. Saçlarının uyurken her zamanki halinden bile daha dağınık olan bu hali bana onun saçlarıyla oynadığım anı hatırlatırken istemsizce dudaklarımda ufak bir gülümseme oluştuğunu fark ettim. Parmak uçlarımın aynı o gün olduğu gibi hafiften karıncalandığını hissettiğimde iki elimi de sıkı bir yumruk yaptım ve onu uyandırmak ve bu huzurlu görüntüyü kaybetmekten korktuğum için elimden geldiğince kendimi frenleyerek hiç kıpırdamadan yerimde yatmaya devam ettim.
Berk'in düzenli bir şekilde aldığı sıcak nefesi hafiften yüzüme çarparken bugünün benim için, bizim için ne kadar önemli olduğunu düşünmek karnıma sancılar girmesine sebep oldu. Adeta içime bir el midemi sıkıp daralmama sebep olurken derin bir nefes alarak o histen kurtulmaya ve bir iki saniye gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalıştım. Gözlerimi tekrar açtığımda yine, daha önce kimsede görmediğim kadar huzurlu görünen bir yüz ifadesiyle uyuyan Berk'i görmek sanki omuzlarımdaki o tonlarca yükü alıp giderken onu kırmanın bu dünyada en son isteyeceğim şey bile olmadığıdan emindim. O yüzden bu akşam dikkatle düşünecek ve bu hikayede ayrılıklara ya da kalp kırıklıklarına yer vermemek için elimden geleni yapacaktım.
Orada yatmış sessizce onu izlerken karnımın guruldadığını hissedince dudaklarımı birbirine bastırarak çok sessiz bir şekilde güldüm. Galiba biraz acıkmıştım ve bu bana uyandığında Berk'in de aç olacağını düşündürmüştü. Sanırım o benim için bu kadar uğraşırken ben de onun için güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim. Daha önce hiç yalnız başıma mutfağa girmemiş olsam da Safiye ve Kübra abla ile pek çok kez yemek veya tatlı yapmışlığım, onlara yardım etmişliğim vardı. Hem kahvaltı için de çok fazla zor bir şey gerekiyor olamazdı, bu işin üstesinde gelebilirdim.
Kafamda neler yapabileceğimi bir süre tarttıktan sonra kahvaltı konusunda kesin bir karar verdim ve yataktan kalkmaya yeltenmeden bir süre Berk'le durumumuzu inceledim. Bunu onu uyandırmadan yapmam gerekiyordu ve şanslıydım ki yataktan kalkmama engel olan tek şey belimin üstünden atarak beni sardığı sol koluydu. Bu yüzden ilk hareketim üstümdeki yorganı yavaşça çekmek oldu. Her hareketimde onu uyandırmamak için yüz ifadesini izlerken elini narin bir şekilde bileğinden kavradım ve hafifçe kaldırıp onu hiç hareket ettirmeden kendim yataktan indim. Gözlerim yüzünde kenetliyken az önce başımın altına olan yastığı kolunun altındaki boşluğu hissetmemesi için az önce benim olduğum yere koyup son kez dudaklarımı ısırarak ona baktığımda yüzünde uyanmaya dair herhangi bir ifade görmediğim için gelen rahatlamayla derin bir nefes verdim ve gitmeden son kez ona uzanıp çektiğim yorganı tekrar aynı şekilde yastığın üstüne örttüm. Akşam yatmadan önce üstündeki kazağı çıkarmış olacak şu an beyaz, bol bir tişörtle uyuyor ve bu da üşüme ihtimalini çoğaltıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ
Genç KurguHey selam! Ben Güneş, Güneş Esendemir. Ve bu benim hikayem. Hikayem, ben daha ortaokul beşinci sınıftayken çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda aşkımın beni bırakıp ailesiyle beraber bu ülkeden ayrılması ve benim o geri dönene kadar onu nasıl beklediğ...