SAKLAMBAÇ

Bölüm 14

Selam canımcımlar yine ben! Size güzel olduğunu düşündüğüm yeni bir bölüm getirdim. Umarım siz de beğenirsiniz. Bölüme geçmeden önce kısa bir DUYURU yapayım, maalesef iki  hafta bölüm atamayacağım. Sınavlarım başlıyor ve eski okuyucularm bilir sınav haftası bölüm atmıyorum. O yüzden iki haftalık kısa bir ara vereceğiz ve bu da aradan önceki son bölüm. Şimdi hadi bölüme geçelim. Bu kez multide; bölümde geçen bir şarkı var. Merak ediyorsanız açabilirsiniz. Umarım bölümü okurken zevk alırsınız.
İyi okumalar...

Berk'in gözlerine kıstığım elalarımla bakarken dayanamayarak "Sen de benimle aynı durumdasın değil mi?" diye sormaktan kendimi alıkoyamadım. Bu sorumu anlamamış olacak ki bana kaşlarını çatarak bakıp "Nasıl yani?" diye sorduğunda "Bir şey var." dedim içimdeki sese kulak vererek. "Geçmişinde olan ve seni etkilemiş bir olay. Unutmak istediğin bir olay. Bunu görebiliyorum. Acı çektiğini görebiliyorum." Berk bir süre bana sessizce baktıktan sonra "Ben daha çok unutmaktan korkuyorum." dediğinde bu sefer kaşlarını çatan taraf bendim.

Dediklerini bir süre tarttıktan sonra "İnsan neden kendine acı veren bir şeyi unutmaktan korkar ki?" diye sorduğumda bir saniye bile duraksamadan "Sen neden Berk'i unutmaktan korkuyorsun?" diye pat diye sorunca birden donup kalan ben oldum. Ona gözlerimi kırpıştırarak baktığım kısa bir sürenin ardından hemen kendimi toplayarak omuzlarımı dikleştirdim ve "Elimde olsa Berk'i, onun beni terk edişini unutmak için her şeyi yapardım." diyerek içimdeki can çekişen yanıma ihanet ettim.

Berk'in gözlerinden garip bir acı ifadesi geçerken başımızda dikilen bir garson "Ne alırsınız?" diye sorunca Berk gözlerini benden hiç ayırmadan "İki kahvaltı tabağı, içecek olarak da ananas suyu." diyerek onu yanıtladı. Garson aldığı siparişlerle arkasını dönüp uzaklaşırken kekelememe engel olamayarak "N-neden ananas suyu?" diye sormadan edemedim. Ben küçüklüğümden beri ananas suyunu çok severdim ve Berk'le buraya ne zaman gelsek bunu söylerdik. Kalbimde garip bir kasılma ve aniden hızlanma olurken o kahverengi gözler bir an olsun elalarımdan ayrılmadan bana bakmaya devam ediyordu.

Berk bir süre sessizliğini koruduktan sonra "Aklıma ilk o geldi." diyerek "Peki sen neden bana yalan söyledin?" diye sordu. Kaşlarım çatılırken "Hangi konuda?" diye sorduğumda "Berk konusunda." diyerek beni yanıtlayınca gardımı düşürmeden "Sana yalan falan söylemedim." diyerek direttim. Berk'in kaşları hafiften çatılırken "Onu unutmak istesen her cumartesi mahalledeki çocuklarla saklambaç oynamazdın Güneş. Ya da her yemek yediğinde ekmeğin kıyısını almaz, sıranda ve hatta yatağının baş ucunda o sembolü taşımazdın. Sen de onu unutmaktan korkuyorsun. Korkuyorsun ama yine de unutmak istiyorsun. Bazen seni anlamıyorum." diyerek bana sorarcasına bakmaya başlayınca istemsizce dolan gözlerimle "O benim hayatımı mahvetti Berk." dedim.

Berk'in gözlerinden sanki gri bir yağmur bulutu geçerken sesimin titremesini engellemeye çalışarak "O benim çocukluğumu mahvetti. Beni güvensiz, neşesiz biri olmaya zorladı. Ben o gerizekalı yüzünden arkadaş edinmeye bile korkar oldum!" diye konuştum. Son cümlemde bağırmasam da sesimi biraz yükseltmiştim. Söylediklerimin ardından Berk sesli bir şekilde yutkunduktan sonra "İsteyerek gittiğini mi düşünüyorsun?" diye sorunca arkama yaslanarak "İsteyerek gitmediyse bile istediği zaman bana ulaşabilirdi." diyerek onu yanıtladım.

"Peki ya ulaşmak istediği halde bunu yapamadıysa?" diye sorarak bu konuyu sürdürdüğünde ona çatık kaşlarımla bakıp "Neden onu savunup duruyorsun?" diye sordum. Benden kısa bir an gözlerini kaçırdıktan sonra "Onu savunduğum falan yok. Sadece ona karşı adil davrandığını düşünmüyorum. Belki o da seni en az senin onu özlediğin kadar özlüyordur şu an. Belki de sana sarılıp 'Ben döndüm.' demeyi her şeyden çok istiyordur ama yapamıyordur." deyip benim tepkilerimi tartarcasına yüzüme bakmaya başladığında ben de dikkatli bir şekilde onun gözlerine baktım. Bana bir şey anlatmak istiyormuş ama yapamıyormuş gibiydi. Belki de ben onun anlatmak istediği şeyi anlamıyordum. Belki de bütün suçu Berk'e yıkmamın, onu suçlamanın bana zarar verdiğini anlatmaya çalışıyordu bana ve bunu anlamıyordum.