Tatilin ilk haftasını geride bıraktım millet? Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir? Pazartesi itibariyle uzaktan eğitim başlayacak, başımıza yeni yeni adetler çıkardılar ama bakalım ne olacak? Şimdilik hafta sonunun tadını çıkarmaya bakıyorum. Bu bölüm multiye Zeynep'ciğimizi bırakıyorum canlar.
Hepinize iyi okumalar...Zeynep ve ben Cenk'e soru dolu gözlerle bakarken Cenk ümit dolu gözlerini bana çevirdi ve "İlk günden beri Güneş'in seni seçeceği belliydi Berk, o kız seni seviyor. Yoksa neden Çağla'yla seni gördüğüne bu kadar sinirlenip Onur'u seçsin?" diye sordu ama bir cevap beklemediği fazlasıyla barizdi. Bu yüzden de sessizliği seçtiğimde Zeynep de bana dönerek "Doğrusunu söylemek gerekirse Güneş'le bu konuda pek konuşmuyoruz, Onur'la çıkmaya başladığından beri benimle ikili konuşmadan kaçıyor ama ben de Cenk'e katılıyorum; Güneş seni seviyor sanırım Berk. Onun Onur'la mutlu olduğuna inanmıyorum, sanki sürekli aklında başkası var gibi ve bence o başkası sensin." diye sevgilisine katıldığını belirttiğinde ellerimi saçlarımdan geçirerek derin bir nefes verdim.
Başım ağrımaya başlamıştı.
Kendi kendime mantıklı düşünmeye çalışarak bu labirentten bir çıkış yolu ararken omzumda bir el hissettiğimde başımı kaldırıp arkadaşımın ela gözlerine baktım. Bana sanki bu durumu açıklığa kavuşturmaya çalışıyormuş gibi bakarken kelimeleri tane tane bastırarak "Berk, Güneş'in peşinden gitmelisin." dediğinde içimde garip bir büzülme oldu. Gözlerimi bir onay daha beklercesine Zeynep'e çevirdiğimde başını sallayarak "Bence de." dediğinde birden gelen cesaretle kapıya yönelmiştim ki arkamdan seslendi: "Önce bir ne söyleyeceğini düşünseydin." Ama duraksamadım ve kendimi koridora atıp çıkışa doğru koşmaya başladım. Bu sırada da Zeynep kapıya çıkıp arkamdan son kez "Berk!" diye bağırmıştı.
Koşsam bile adımlarım bir koşu için yavaşken Zeynep'e katılarak kafamda bir konuşma hazırlamam gerektiğine karar verdim ama bunu yapmayı bir türlü beceremedim, beynimin içine aynı anda birden çok şey vardı ve sanki hepsi birbirine giriyordu. Bu yüzden sanırım en mantıklı karar Güneş'le karşı karşıya geldiğime doğaçlama yapmaktı. Ona sadece kalbimden geçenleri söyleyecektim, bu sefer bana inanacağını biliyordum.
İleriden duyduğum seslerle adımlarımı yavaşlatıp yürümeye başladığımda duyduğum bu sesin iki farklı erkeğe ait olduğunu fark ettim ve birini oldukça iyi tanıyordum. "Sanırım iddiayı ben kazanacağım ha?" Tanımadığım sese ait olan bu cümle kaşlarımı çatmama sebep olurken Onur'a ait olduğunu rahatça seçebildiğim ses "Kendi kendine gelin-güvey olma derim." diye asabi bir edayla onu yanıtladığında adımlarımı tamamen durdurup duvara yaslanarak dikkatimi onlara verdim. Onur'un bu cevabı üzerine fazlasıyla alaycı ve aynı zamanda da keyifli olan diğer ses "Gelin-güvey olduğum falan yok, iki haftadır kız yanında ama ikimiz de halâ ona elini sürmediğini biliyoruz. Bu iddiayı ben kazdım Onur, arabamı hazır etsen iyi olur." diye konuşunda idrak ettiğim şeyle elim sıkı bir yumruk haline geldim. Sesimi çıkarmamak için dişlerimi birbirine geçirdiğim sırada Onur "Bundan iki hafta önce Güneş'in yanına bile yaklaşamayacağımı söylüyordun ama sonuç ortada değil mi? Sana söyledim, o kız diğer kızlar gibi değil, sevgili olduğumuz ilk günden onu pat diye öpmemi bekleyemezsin." diyerek söze girdiğinde gerçekten de buradan çıkıp onun o iğrenç yüzüne yumruğumu indirmek istedim.
Biliyordum, başından beri her şeyi biliyordum. Onur gibi bir çocuğun Güneş'le işi olmayacağını, bir şekilde Güneş'i kandırdığını biliyordum. Bunu Güneş'e de söylemiştim ama bana inanmamış, üstüne üstülük bir de kıskançlık ettiğimi söylemişti ama kıskançlık ettiğim falan yoktu. Onur'un gözlerindeki sevgiye Güneş'in aksine ben bir an olsun inanmamıştım. O yeşil gözlerin derinliklerindeki o şeytani parıltıyı daha ilk günden görmüştüm ama bir türlü Güneş'in bana inanmasını veya bu şeytani ışıltıyı onun da görmesini sağlayamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ
Ficção AdolescenteHey selam! Ben Güneş, Güneş Esendemir. Ve bu benim hikayem. Hikayem, ben daha ortaokul beşinci sınıftayken çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda aşkımın beni bırakıp ailesiyle beraber bu ülkeden ayrılması ve benim o geri dönene kadar onu nasıl beklediğ...